Suriye’de İslam Devleti Değil, Batı Destekli “Demokratik” Bir Yapı İnşa Ediliyor
Geçtiğimiz hafta Suriye’de, ülkedeki tüm grupların temsil edileceği duyurulan “ulusal diyalog konferansı” için bir hazırlık komitesi kuruldu.
Ahmed Şara, Aralık ayının sonunda yaptığı açıklamada, Ulusal Diyalog Konferansının amacını “Bu konferansta toplumun tüm kesimlerine katılım fırsatı vereceğiz. Suriye meselesini anlatacağız. Geçiş döneminde alınacak önemli ve hassas kararların oylamasını konferansa katılanlara bırakacağız.” ifadeleri ile özetlenmişti. Bu açıklama ile kararların katılımcıların demokratik oylaması ile alınacağının altı çizilmiş oldu.
Ahmet Şara’nın önderliğindeki bu komitede, Türkiye destekli gruplardan bazı isimler de var. Ama asıl dikkat çekici olan, “kadın hakları” ve “dinler arası diyalog”dan sorumlu olduğu söylenen iki kadın. Bu kadınlardan biri, daha önce Suriye’de LGBT haklarını savunan ve Esad yönetimine açıkça destek veren Hind Kabwat. Yeni yönetim, bu kadını “dinler arası diyalog” konusundaki akademik geçmişi ve Amerikan üniversitelerinden aldığı diplomalarıyla öne çıkarıyor, Suriye halkının bütün derdi buymuş gibi..
Laik ve liberal yönetim dayatması
Batılı güçlerin yönlendirmesiyle oluşturulan bu komitenin amacı, halkın iradesini hiçe sayarak, küresel güçlerin çıkarlarını koruyan laik ve liberal bir yönetimi Suriye’ye dayatmak olarak görülüyor.
BM temsilcisi de bu komitenin “Suriye’deki tüm temsilcilerin çıkarlarını gözetecek bir hükümet kurma” hedefinde olduğunu ifade etti. Ancak asıl amacın, HTŞ tabanındaki beklentinin aksine, İslam’ın toplumu yönetici bir güç olarak belirleyici olmasını engellemek ve Batı’nın değerleri doğrultusunda bir sistem inşa etmek olduğu anlaşılıyor.
Bu komitenin, özgürlük ve demokrasi söylemleriyle süslenmiş, halkın inancını yok sayan, HTŞ’nin varoluş mantığına taban tabana zıt bir “demokratik” sistem kurma amacı güttüğü açıkça görülüyor. Ancak komitenin oluşumu ve bileşenlerinin, Suriye halkının gerçek iradesini ne kadar yansıttığı konusunda ciddi soru işaretleri var.
HTŞ yönetimi durumdan memnun, peki ya halk?
Bu adımlarla HTŞ’nin, geçmişte savaştığı anlayışın reçetesiyle, halkın inanç değerleriyle tamamen zıt bir sistem inşa etmeye çalıştığı gözleniyor. Emperyalist güçler, “İlerici ve demokratiklik” maskesi altında, Suriye’de İslam’a dayalı bir yönetim modelinin oluşmasını engellemeye çalışıyor ve Şara yönetimi bu durumdan rahatsız değil.
Ancak atlanan bir şey var; Suriyeli Müslümanlar, Cevlani’nin kravatlı Şara’ya dönüşmesi gibi fikirsel bir deformasyona uğramadıkları için hâlâ İslam’ın toplumu birleştiren ve gerçek adaleti sağlayan tek çözüm olduğuna inanıyorlar..
Kaynak: Mira Haber