Güney Lübnan’da işgalci İsrail’in düzenlediği hava saldırısında üç medya çalışanının hedef alınarak öldürülmesi, İsrail’in ihlallerine ilişkin cezasızlığın sona erdirilmesi çağrılarını yeniden gündeme getirdi.
Soykırımcı İsrail ordusu tarafından genişletilen çatışmalarda öldürülen gazetecilerin sayısının artmasının, uluslararası toplumun özellikle de İsrail’in en büyük destekçisi olan ABD’nin, İsrail’i sorumlu tutmadaki başarısızlığının bir sonucu olduğu vurgulanıyor.
Lübnan’da medya çalışanlarının öldürülmesi, İsrail’in Gazze’deki El Cezire muhabirlerinden bazılarını Filistinli silahlı grupların üyesi olmakla asılsız bir şekilde suçlamasının ardından geldi. Bu durum ateş hattında görev yapan basın mensuplarını, İsrail ordusu karşısında hiçbir gazetecinin can güvenliği olmadığı gerçeğiyle yüzleştiriyor.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Kampanya Direktörü Rebecca Vincent, “Son günlerde yaşanan olaylar endişe verici ve ABD hükümeti ile İsrail hükümetini sorumlu tutma ve bu şiddete son verme gücüne sahip diğer devletler için bir uyarı niteliğinde olmalı” dedi.
Bugün Lübnan’da gerçekleşen ölümcül saldırı, çatışmalardan uzak bir bölgede, birkaç gazeteci ve medya çalışanının kaldığı bir yerleşkeyi hedef aldı. Saldırıdan önce hiçbir uyarı yapılmadı, saldırının şiddetiyle binalar yıkıldı ve üzerinde “basın” yazılı araçlar molozlara gömüldü.
Lübnan Enformasyon Bakanı Ziad Makary sosyal medyada yaptığı açıklamada, “Bu, yedi medya kuruluşunu temsil eden 18 gazetecinin olay yerinde bulunması nedeniyle, önceden planlanmış, gözetlenmiş ve takip edilmiş bir suikasttır” ifadelerini kullandı.