Suriye’nin yeni yönetimi, onlarca yıllık yıkım ve izolasyonu sona erdirmek için kapsamlı bir ekonomik reform planı açıkladı. Dışişleri Bakanı Esad el-Şeybani, devlet varlıklarının özelleştirilmesi, yabancı yatırımların teşvik edilmesi ve uluslararası ticaretin artırılmasını içeren iddialı bir program duyurdu. Ancak bu planlar, hem uluslararası hem de iç kamuoyunda soru işaretleri uyandırıyor.
Ekonomik Reform Söylemi ve Gerçekler
Şeybani’nin “Esad’ın güvenlik devleti vizyonunu ekonomik kalkınmaya dönüştürmek” söylemi umut verici görünebilir. Ancak, Suriye’nin borç batağındaki ekonomisi, yıpranmış altyapısı ve uluslararası yaptırımlar altındaki durumu göz önüne alındığında, bu hedeflerin ne kadar gerçekçi olduğu tartışmalı.
Özelleştirme çabaları, bir yandan ekonomik iyileşme fırsatı sunarken, diğer yandan yolsuzluk, şeffaflık eksikliği ve varlıkların düşük fiyatlarla satılması riskini de beraberinde getiriyor.
Yaptırımların hafifletilmesi: Kimin için, Ne için?
Yeni yönetim, yaptırımların kaldırılmasını ekonomik toparlanma için bir ön koşul olarak sunuyor. Ancak Batılı ülkeler, kadın ve azınlık hakları gibi konularda somut adımlar atılmasını beklediklerini açıkça belirtti.
Uluslararası toplum, “İslamcı geçmişe” sahip yeni liderliğin reform vaatlerinin gerçekliğini sorguluyor.
Bölgesel ilişkiler ve Türkiye Faktörü
Yeni yönetim, Türkiye ile “özel bir ilişki” geliştirme arzusunda. Ancak Türkiye’nin ekonomik ve siyasi gücünden yararlanma söylemi, bölgede “Türk etkisi” korkularını artırabilir. Kürtlere dair vaatler de, özellikle Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile olan müzakerelerde çözüme ulaşılamaması nedeniyle şüpheyle karşılanıyor.
Halkın Gözünden Reformlar
Suriye’de savaş, yaptırımlar ve ekonomik kriz nedeniyle yoksulluk sınırında yaşayan halk için reformlar acil bir ihtiyaç. Ancak açıklanan planlar, günlük ihtiyaçların nasıl karşılanacağını netleştirmek yerine, uzun vadeli hedeflere odaklanıyor.
Halkın temel ihtiyaçları karşılanmadan gerçekleştirilecek özelleştirme çabaları, ekonomik eşitsizliği derinleştirebilir.
Yeni Bir Dönem mi, Eski Sorunların Tekrarı mı?
Suriye’nin yeni yönetimi, reformlarla umut vadederken, gerçekler bu umutların altında yatan zorlukları gözler önüne seriyor. Uluslararası destek ve yatırımların sağlanması için siyasi istikrar ve şeffaflık şart. Ancak mevcut söylemler, geçmişteki hataların yeniden yaşanabileceği endişelerini de beraberinde getiriyor.
Bu süreçte en kritik soru, reformların Suriye halkı için mi yoksa yeni elitler için mi tasarlandığı olacak. Reformların vaatler yerine gerçekçi adımlarla desteklenip desteklenmeyeceği, Suriye’nin geleceğini belirleyecek.
Kaynak; Mira Haber