21 Aralık’ta İsrail askerleri Gazze’nin kuzeyinde Haldi ailesinin sığındığı eve baskın yaptı ve birkaç dakika içinde orada bulunan herkesi kurşuna dizdi.
Askerler hepsini öldürdüklerini düşünerek evden çıktılar, sadece Moemen Raed el-Khaldi hayatta kaldı, komşular onu bulup hastaneye götürene kadar günlerce kanlar içindeydi.
Khaldi ve ailesi, kendi evlerini boşaltmak zorunda kaldıktan sonra Gazze şehrinin kuzeyindeki Şeyh Radwan mahallesindeki akrabalarının evine gitmişti.
‘Ölmüş gibi davrandım’
O vahim günde, güneş battıktan sonra aile namazı bitirmiş, battaniyelere sarınarak yerde yatıyorlardı ki İsrail askerleri aniden ön kapıyı havaya uçurdu ve eve saldırdı.
Khaldi, “İki kadın, büyükannem ve başka bir hamile kadın da dahil olmak üzere çevredeki herkes anında yaralandı.” dedi.
Aileye İbranice seslenen İsrail ordusu, herkese evi boşaltma talimatı verdi. Ancak kimse İbranice bilmediğinden aile üyeleri emirleri anlamadı.
“Askerler Arapça konuşmuyordu ve ne dediklerini anlamadık. Dedem tercüme etmeye çalıştı.
Sadece birkaç kelime söyledi; ‘Askerlerin sana söylediklerini dinle ve dışarı çık’. ” dedi Khaldi.
“Askerler arkalarını döndüler ve konuşanın babam olduğunu sandılar. Onu kurşunla vurdular ve o da hemen öldürüldü.”
Askerler daha sonra Khaldi dahil odadaki herkesi vurdu.
“Sonra dedem, ardından amcam, sonra bize sığınan iki adam, sonra da evin sahiplerinden biri şehit oldu. Ardından da büyükannem ve hamile kadın şehit oldu.”
Vurulduktan sonra bacaklarından yaralanan Khaldi, askerlerin daha fazla ateş açmasını önlemek için ölü numarası yaparak yerde hareketsiz yattı.
“Amcamın sırtıyla duvar arasında bir yerde kalarak kendimi koruyordum. Bu pozisyonda başımı korudum. Üç gün boyunca hayatta değilmiş gibi davranarak böyle kaldım. O sırada askerler girip çıkıyordu” diye anlattı.
“Üç gün sonra insanlar beni şehit ailemle birlikte hastaneye naklettiler.”
‘Önce annemi, sonra babamı vurdular’
27 Ekim’de İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin kentsel alanlarına, sokaklarına ve yoğun nüfuslu mahallelerine kara saldırısı başlattı.
İşgalden günler önce İsrail ordusu, Gazze Şehri sakinlerine ve kuzey Gazze Şeridi’nin geri kalanına evlerini tahliye etmeleri ve güney Gazze Vadisi’ndeki bölgelere taşınmaları emrini vermeye başladı.
Ordu, tahliye emirlerine uymayan Filistinlileri “terörist” olarak gördüğünü ve ordu güçlerinin o zamandan beri kalmayı seçen insanlara karşı ölümcül güç kullandığını söyledi.
22 Aralık’ta Khaldi’nin ailesinin idam edildiği mahallede, altı yaşındaki akrabası Faysal Ahmed el-Khaldi, amcasının evinde İsrail askerlerinin anne ve babasını gözü önünde vurarak benzer bir olaydan sağ kurtulmuştu.
“Evdeydik ve tank binanın kapısının yanına yerleştirilmişti. Bir gece kapıyı kırıp içeri girdiler. Amcam Muhammed’in dairesinin kapısı kilitliydi, kırıp içeri girdiler. Herkesi vurdular…” dedi Faysal.
“Uyuyorduk, onların sesini duydum, anneme sordum: Bu ses nedir? O da bana şunu söyledi: Bunlar İsrailli. Bunu söyler söylemez onu vurdular, sonra da babamı vurdular.”
İsrail askerleri daha sonra Faysal’ın aile üyelerinin geri kalanının bir odada toplanmasını emretti ve çocukların onları koridordan izlemesine izin verdi.
Faysal, anne ve babasını öldüren kurşunlardan çıkan şarapnel parçalarıyla vuruldu ancak yaşadığı şok, o sırada yarayı hissetmesine engel oldu.
“Kuzenim Layan’ın yatak odasına saklandık. Daha sonra kapıya yöneldik, yürüyemiyordum, düşmeye devam ediyordum, bu yüzden amcam Muhammed beni taşıdı. Bunu yaptığında askerler ona ve Layan’ın büyükbabasına onu almalarını emretti.” diye anlattı.
“Onlara oturmalarını emrettiler ve hepimiz koridorda oturmaya gittik.”
Askerler evi terk ettikten sonra aile bir okula sığındı ve ancak o zaman Faysal karnında bir ağrı hissetti.
“Kıyafetlerimi çıkardılar ve yaralandığımı anlayıp beni hastaneye götürdüler” şeklinde konuştu.
Engelli çocuklarının önünde öldürüldü
Bir hafta sonra, yalnızca birkaç kilometre uzakta, İsrail askerleri, Birleşmiş Milletler Yardım ve Çalışma Ajansı emeklisi 65 yaşındaki Kamel Muhammed Nofal’ı, karısının ve engelli yetişkin çocuklarının önünde “onlara açıklamaya çalışırken” infaz etti. Akrabası Jamal Naim, “Çocuklarının talimatları anlayamadığını” ifade etti.
“İsrail güçleri Kamel ve ailesinin yaşadığı binaya gelerek herkese binayı boşaltma emri verdi. Hepsi aşağıya inip binanın önündeki sokakta toplandılar” dedi.
“Kamel, 63 yaşındaki eşi Fatima Cemil Timraz ve onların dört çocuğu, eşleri ve çocukları da dahil olmak üzere 24 sakin vardı. Aralarında en az dokuz çocuk vardı, en küçüğü dört aylıktı.”
Naim’e göre Nofal’ın çocuklarından üçü sağır ve dilsizdi, dördüncüsü ise görme engelliydi.
“İsrail askerleri gruba nereye gidecekleri ve ne yapacakları konusunda talimatlar veriyordu ancak Kamel’in çocukları, güçleri düzgün bir şekilde duyamadıkları, göremedikleri veya onlarla iletişim kuramadıkları için anlayamadılar, bu yüzden askerler onları gözaltına almaya başladı.”
“Kamel İbranice konuşarak askerlere oğulları Hussam (40), Ahmed (36), Mahmud (32) ve kızı Wafaa (31)’ın engelli olduğunu anlattı. Hemen onu vurdular. Çocuklarının ve herkesin gözü önünde öldürüldü.”
Naim, İsrail askerlerinin daha sonra Nofal’ın çocuklarını ve diğer aile üyelerini gözaltına aldığını bildirdi. Şu anda nerede oldukları bilinmiyor.
“Ceset günlerce sokakta kaldı”
İsrail ordusu Gazze şehrinin merkezindeki el-Rimal mahallesine ulaştığında çok sayıda ticari ve konut binasını hedef aldı. Ancak vatandaşların tahliyesine izin verilmedi.
38 yaşındaki gazeteci Ahmed Davoud, bir İsrail tankı komşusunun evini hedef aldığında hâlâ Filistin kavşağına yakın evindeydi ve kendisi de kaçmak zorunda kaldı.
“Yandaki apartmanın yanması üzerine evimden ayrıldım. Aralarında gazeteci arkadaşımın kızının da bulunduğu yaklaşık 30 kişiyle birlikte binadan çıktık. Kaçmaya çalışıyorduk ama yol ayrımına vardığımızda iki kız da öldürüldü.” anlattı.
Kızlardan biri 8 yaşındaydı, gazeteci arkadaşımın kızıydı, diğeri ise 15 yaşındaydı. Gözümüzün önünde idam ettiler. Eğer sığınmasaydık biz de şehitler arasında olacaktık. “
Askerlerin bina sakinlerine ateş açması üzerine bazıları binaya çekildi, bazıları ise daha güvenli bir yere yürümeye karar verdi.
“Arkadaşımın kızının naaşı sokakta kaldı. Rastgele bir eve girdik ve 4-5 gün boyunca pencereden sadece cesedi almaya çalışırken izledik. Bölgedeki herkes infaz eden İsrail askerleri tarafından kuşatıldı.” diye ifade etti.
“Beş gün sonra aşağıya indik ve cesedi İsrail’in dört pervaneli helikopterlerinin altında aldık”
Binadan kaçtığında bazı komşuları evlerinde kaldı. İsrail askerleri binaya girip onları bulduğunda, evi ateşe vermeden önce tüm aileyi katlettiklerini söyledi.
“Hepsini idam ettiler, tüm grubu… Bölgedeki herkesi idam ettiler, kimseyi bırakmadılar.”
Kaynak: Mira Haber