Yahya Sinwar, İsrail işgali ve zulmüyle mücadele ile geçen yılların ardından sıcak çatışmaya girdiği İsrailli teröristler tarafından şehit edildi.
Ömrünü adadığı davası yolunda yıllarca hapse mahkum edildi, Siyonistlerin zulmüne baskısına boyun eğmedi. Hamas liderlik görevine seçilmesinden sadece birkaç ay geçtikten sonra, Refah’ta işgalcilerle girdiği çatışmada şehit oldu.
Direnişe adanmış bir hayat
“Ebu İbrahim” olarak bilinen Yahya Al-Sanwar, 19 Ekim 1962’de köklerinin 1948’de işgal edilen Mecdal Aşkelon şehrine dayandığı Han Yunus mülteci kampında dünyaya geldi.
1986’da Şeyh Ahmed Yasin öncülüğünde kurulan Cihad ve Davet Teşkilatının (Mecd) kurucularından biriydi.
Bu dönemde (1982-1988) İsrail işgaliyle birçok önemli çatışmayı yönetti. 1982’de, serbest bırakılmadan önce direniş faaliyetleri nedeniyle altı ay boyunca El-Fara’a hapishanesinde tutuklu kaldı. İşgalciler onu 1988 yılında yeniden tutukladı ve iki İsrail askerinin kaçırılması ve İsrail ile iş birliği yapan dört Filistinli casusun öldürülmesi suçlamalarından dört kez müebbet hapis cezasına çarptırdı. Dört yılı tecrit olmak üzere 23 yılını aralıksız İsrail hapishanelerinde geçirdi.
İman varsa imkan vardır..
Siyonistler onun bedenini hapsetti ama mücadele ruhuna kelepçe vuramadı. O, hapishanedeyken hiçbir zaman umutsuzluğa teslim olmadı, boş durmadı. Çeşitli dönemler hapishanelerde Hamas mahkumlarını örgütledi ve mahkumlarla birlikte bir dizi açlık grevine öncülük etti; bunların en önemlileri 1992- 1996 – 2000 yıllarında yaşandı.
Hapishanede ileri seviyede İbranice öğrenen Sinwar birçok siyasi ve güvenlikle ilgili kitap yazmış ve eser çevirmiştir. Bunlardan en önemlileri şunlardır:
– Shin Bet kitabının tercümesi.
– 1992 yılında “İsrail Tarafları” kitabının tercümesi.
– Hamas Deneme ve Yanılma kitabını yazdı.
– Shin Bet’in çalışmalarını izleyen “Glory” kitabını yazdı.
Hamas hareketinin güvenlik deneyimini ortaya koyan birçok güvenlik literatürü yazdı.
– Karanfil Dikenleri (1967 sonrası İntifada’ya kadar Filistin mücadelesinin deneyimini anlatan) adlı bir edebi roman yazdı.
23 yıl hapis yattıktan sonra, Gazze Şeridi’nde mücahitlerin ele geçirdiği İsrail askeri Gilad Şalit’in serbest bırakılması karşılığında 2011 yılında binden fazla Filistinli tutuklunun dahil olduğu anlaşma kapsamında serbest bırakıldı.
2012’de evlendi ve ikisi erkek, biri kız olmak üzere üç çocuğu oldu (İbrahim, Abdullah ve Reda).
2012 yılından itibaren Hamas’ın çeşitli liderlik kademelerinde görev alan Sinwar, hareketin seyrine yön veren en önemli isimlerden biriydi.
Eylül 2015’te ABD onu “uluslararası teröristler” kara listesine dahil etti. Aynı yıl Hamas onu El Kassam Tugayları’nın elindeki Siyonist mahkumların dosyasından sorumlu isim olarak atadı.
Şubat 2017’de Hamas’ın siyasi büro başkanlığına seçildi ve 2021’de ikinci dönem için seçildi.
Evi 1989’da, ikinci kez 2014 saldırısında, üçüncü kez 2021 saldırısında ve dördüncü kez Aralık 2023’te Gazze Şeridi’ndeki soykırım savaşı sırasında bombalandı ve yıkıldı.
6 Ağustos 2024’te İran’ın başkenti Tahran’da suikasta uğrayan siyasi büro başkanı İsmail Haniyeh’in yerine Hamas hareketinin siyasi büro başkanlığına seçildi.
17 Ekim 2024 tarihinde ise, Gazze’nin güneyindeki Refah’ta, kendisini İsrail için “en tehlikeli adam” ilan eden işgalci teröristlerle girdiği sıcak çatışmada kanının son damlasına kadar mücadele ederek şehit oldu.
O, lider seçildikten sonra Katar’a gidip hareketi dışarıdan yönetebilirdi. Ancak bunu yapmak yerine semalarından bomba eksik olmayan, gece gündüz katliama sahne olan Gazze’de kalıp savaşmayı seçti.
‘Bizim kanımız Gazze’nin en küçük şehidinin kanından daha değerli değil‘ sözleri ile İsrail’e meydan okuyan Sinwar’ın ölüm şekli, sözünün eri olduğunu, eylemi ile söyleminin uyumlu olduğunu ortaya koydu. işgalci sahtekarların ‘tünellerde saklanıyor’ iddialarını yalanlayarak ve geride on binlerce Filistinli gence örnek, gerçek ve kahramanca bir direniş hikayesi bırakarak aramızdan ayrıldı.
Kaynak: Mira Haber