İsrail'e küresel yaptırım: Siyonist bununla nasıl yüzleşecek?
Filistinli çocuklar "ben senin kurbanın değilim" yazılı pankart taşıyor

İsrail’e küresel yaptırım: Siyonist bununla nasıl yüzleşecek?

Yaklaşık iki aydır yine İsrail bombaları altında uykusuz geceler geçiriyoruz, ancak bu kez vahşetin eşi benzeri görülmemiş bir düzeyde…

İsrail'e küresel yaptırım: Siyonist bununla nasıl yüzleşecek?

Gazze’deki önceki savaş ve katliamlardan farklı olarak bu, eski sömürgeci güçlerin doğrudan müdahalesiyle etnik temizlik ve soykırımın bir birleşimidir. İsrail’in dünyadaki en yoğun nüfuslu bölgelerden birine yönelik öldürücü bombardıman kampanyası, çoğunlukla çocukların ve kadınların ölümüne neden oldu. 

İsrail, 7 Ekim’den bu yana mahalleleri yerle bir etti, hayati önem taşıyan altyapıyı yok etti ve yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı Birleşmiş Milletler okullarını ve kamplarını vurdu. 

Gazze nüfusunun tamamının suya, elektriğe, ilaca ve yiyeceğe erişimi engellendi. Kuzeyde İsrail’in hastaneleri ve klinikleri hedef alması nedeniyle neredeyse hiçbir tıbbi tesis çalışmıyor.

İsrail'e küresel yaptırım: Siyonist bununla nasıl yüzleşecek?

Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre, 6.000’i çocuk ve 4.000’i kadın olmak üzere 15.000’e yakın insan öldürüldü. Enkaz altında kaldığı tahmin edilen binlerce kişi hâlâ kayıp ve nüfusun çoğunluğu yerinden edilmiş durumda.

İsrail'e küresel yaptırım: Siyonist bununla nasıl yüzleşecek?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve onun sağcı faşist bakanları, uzun süreli ateşkes çağrılarını reddettiler ve geçici ateşkes sona erdikten sonra bile Gazze’yi  vurmaya devam edeceklerine söz verdiler.

Artan küresel baskı, ABD-İsrail ekseninin kuşatma altındaki bölgedeki acımasız bombalama harekâtının geçici olarak askıya alınmasını bile kabul etmeye zorlanmasında belirleyici oldu.

Zalim ve mazlum nasıl eşitlenebilir?

İsrail'e küresel yaptırım: Siyonist bununla nasıl yüzleşecek?

Aksine, İsrail’in acımasız savaş makinesi altındaki yaşam koşullarında yalnızca küçük bir iyileşmeye yol açacak; diğer bir deyişle Gazze’deki iki milyondan fazla insana nefes almak, ölülerini gömmelerine, su içmelerine, yiyecek bulmalarına ve açlıktan ölmelerine engel olmak. 

Beyaz liberal uzmanlar, Hamas’ı İslam Devleti ile eşitleyen İsrail mantrasını yinelemekte ısrar ederken , İsrail’in, kolonisini sağlamlaştırmak ve meşrulaştırmak için tüm yerli nüfusu etnik olarak temizlemeye çalışan bir yerleşimci-sömürgeci güç olduğu gerçeği büyük ölçüde göz ardı ediliyor. 

Gazze soykırımının işlendiği bağlam (aşiret bağnazlığı, faşizm, ırkçılık ve dışlayıcılık) göz ardı ediliyor. İsrail düzeninin “demografik tehdit” ile başa çıkabilmek için Filistinlileri yok etme ve “ çimleri biçerek ” “sükûnet” sağlama hedefi , 2005’te Gazze’den “çekilişinden” bu yana sürdürülüyor.

Bu nedenle İsrail’e askeri ambargo uygulamak için daha fazla seferberliğe ve suçlu Batılı hükümetler üzerinde tabandan baskıya ihtiyacımız var. İşgal altındaki Filistin ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nden gelen çağrılara yanıt olarak Londra, Cape Town, Amman, Washington ve diğer büyük başkentlerde sokaklara çıkan dünya çapında milyonlarca insanın protestoları eyleme dönüştürülmeli: Derhal ateşkes, insani yardım ve Gazze’deki Filistinlilere BM koruması.

Apartheid İsrail’e karşı askeri ambargo ve yaptırımlar olmazsa Gazze, 2,3 milyon vatandaşıyla birlikte Akdeniz’de boğulacak; bu, merhum İsrail başbakanı Yitzhak Rabin’in bir zamanlar gördüğü bir rüyaydı . Dünyanın dört bir yanındaki suç ortağı hükümetler, halklarının iradesi doğrultusunda hareket etmeye ve İsrail’i işlediği savaş suçlarından sorumlu tutmaya zorlanmalıdır. 

 

Önceki ateşkes girişimlerinde olduğu gibi ateşkes anlaşmasının bir sorunu da İsrail ve Filistinlilerin (zalim ve mazlum) bir kez daha “çatışmanın iki tarafı” olarak eşitlenmesidir.

İsrail’in gerçek bir ordusu, orantısız olarak daha fazla ateş gücü olduğu ve işgalci bir güç olduğu gerçeği, her zaman olduğu gibi, ölü sayısındaki keskin fark gibi göz ardı edildi. 

Geçmişte olduğu gibi, İsrail’in ablukası Gazze’yi boğmaya devam ederken bile, İsrail’in bombalarının evlerine yağmadığı bir “sakinlik dönemini” artık Filistinlilerin minnetle kabul etmesi bekleniyor. 

Filistinlilerin rutin olarak beyaz Aşkenazi Yahudi efendilerine, kendilerine verilen ekmek kırıntıları için müteşekkir olmaları bekleniyor. Bu savaşın başından itibaren Filistinliler insanlıktan çıkarıldı. Onlara sunulabilecek en iyi şey, dünyadaki en büyük açık hava hapishanesinin sınırları içinde yavaş bir ölümdür.

Ana akım medyanın inanmamızı istediğinin aksine, hava saldırılarının geçici olarak askıya alınması, yeterli yakıt, ilaç ve diğer temel ihtiyaç maddelerinin sağlanması için Gazze ablukasının derhal kaldırılması anlamına gelmediği gibi, İsrail işgalinin sona erdirilmesine yönelik hükümler de içermemektedir.

Aksine, İsrail’in acımasız savaş makinesi altındaki yaşam koşullarında yalnızca küçük bir iyileşmeye yol açacak; diğer bir deyişle Gazze’deki iki milyondan fazla insana nefes almak, ölülerini gömmelerine, su içmelerine, yiyecek bulmalarına ve açlıktan ölmelerine engel olmak. 

Beyaz liberal uzmanlar, Hamas’ı İslam Devleti ile eşitleyen İsrail mantrasını yinelemekte ısrar ederken, İsrail’in, kolonisini sağlamlaştırmak ve meşrulaştırmak için tüm yerli nüfusu etnik olarak temizlemeye çalışan bir yerleşimci-sömürgeci güç olduğu gerçeği büyük ölçüde göz ardı ediliyor. 

Gazze soykırımının işlendiği bağlam; aşiret bağnazlığı, faşizm, ırkçılık ve dışlayıcılık göz ardı ediliyor. İsrail düzeninin “demografik tehdit” ile başa çıkabilmek için Filistinlileri yok etme ve “çimleri biçerek” “sükûnet” sağlama hedefi, 2005’te Gazze’den “çekilişinden” bu yana sürdürülüyor.

Bu nedenle İsrail’e askeri ambargo uygulamak için daha fazla seferberliğe ve suçlu Batılı hükümetler üzerinde tabandan baskıya ihtiyacımız var. İşgal altındaki Filistin ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nden gelen çağrılara yanıt olarak Londra, Cape Town, Amman, Washington ve diğer büyük başkentlerde sokaklara çıkan dünya çapında milyonlarca insanın protestoları eyleme dönüştürülmeli;

Derhal ateşkes, insani yardım ve Gazze’deki Filistinlilere BM koruması.

İsrail’e karşı askeri ambargo ve yaptırımlar olmazsa Gazze, 2,3 milyon vatandaşıyla birlikte Akdeniz’de boğulacak..

Bu, eski katil İsrail başbakanı Yitzhak Rabin’in bir zamanlar gördüğü bir rüyaydı. Dünyanın dört bir yanındaki suç ortağı hükümetler, halklarının iradesi doğrultusunda hareket etmeye ve İsrail’i işlediği savaş suçlarından sorumlu tutmaya zorlanmalıdır. 

Kaynak: Mira Haber

Bir Cevap Yazın