Screenshot 31

IŞİD operasyonunda sınır tanımayan zulüm: İşte şafak baskınlarında yaşananlar!

İstanbul’da yürütülen geniş çaplı bir operasyon kapsamında, IŞİD bağlantısı suçlamasıyla 68 farklı adrese baskın düzenlendi, 59 kişi gözaltına alındı. Şafak vakti başlayan operasyonlarda evlere baskın yapan emniyet güçlerinin sert tavırları dikkat çekti. 

Savcılık tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde, İstanbul’da faaliyet gösteren “İlim ve Hikmet” dergisi mercek altına alındı. Söz konusu derginin, dini içerikli faaliyetler düzenleyen bir grup tarafından yönetildiği ve bu kapsamda çeşitli toplantılar organize ettiği biliniyor.

Yetkililer, dergi çevresindeki bazı isimlerin mali hesaplarını takibe alarak, fitre ve zekât adı altında toplanan bağışların akıbetini sorguladı. Bunun yanı sıra, sosyal medya üzerinden yürütülen faaliyetler de soruşturma kapsamına dahil edildi. Ancak, operasyona gerekçe olan iddiaların kesin delillerle desteklenmediği dikkat çekti.

IŞİD üyeliği suçlamasıyla gözaltına alınan zanlıların yakınlarından alınan bilgilere göre baskın sırasında çok sayıda kişiye darp, hakaret ve psikolojik şiddet uygulandığı, aranan evlerin talan edildiği ve bazı değerli eşyaların hasar gördüğü bildirildi.

Zanlı yakınlarının ifadeleri

Mağdurlardan birinin aile üyesi olan S. A. yaşadıklarını anlattı:

Saat 4.00, 4.30 gibiydi. Kapıya çok sert vurdular. “Kapıyı aç, aç” diye bağırır bağırmaz koç başıyla kapıyı kırdılar. İçeri girer girmez babamı yere yatırıp ters kelepçe yaptılar ve ayaklarıyla yerden kalkamasın diye üstüne bastılar. Hepimize silah doğrulttular, ağabeyimi de yere yatırıp kafasına silah dayadılar. Yanlarında kadın polis yoktu, yatak odalarına hep erkek polisler daldı. Sonra herkesi salona topladılar. Babamı da ters kelepçeli halde kaldırıp salona getirdiler. Arama yaparken her yeri darmaduman ettiler. Bize sürekli hakaret ediyorlardı. Bağırıp çağırıyordular, tek bir kelime ettiğimizde “kesin sesinizi, konuşmayın” dediler. Evde herhangi suç unsuru olabilecek hiç bir şey bulamadıkları için birkaç tane kitap aldılar. 2 – 3 saatin sonunda babamı da alıp gittiler. Nereye gittiklerini, ne olacağını ve babamı neden götürdükleri hakkında hiçbir bilgi vermediler.

Başka bir mağdurun eşi olan F. U. da yaşadıkları dehşeti şu ifadelerle anlattı:

Kapı çaldı, kalktım kaynım sandım. İşten geç dönünce kapının önüne çocuklar için atıştırmalık bir şeyler bırakırdı. Kapı çok sert çalınıyordu. “gecenin o saati bir şey mi oldu” diye düşündüm kalktım ve “Kim o” dedim. “Aç kapıyı polis, aç” diye bağırdılar. Eşim duyar duymaz hemen kalktı ben de içeri giyinmek için koştum. Kapıyı açar açmaz eşimi yere yatırdılar. Benim olduğum odaya daldılar. “Bir dakika müsait değilim, üstümü giyinmeye çalışıyorum” dememe rağmen zorla içeri girdiler. Bana “Yat yere, yat yere kadın” diye bağırdılar.” Üstümü giyinmedim yatmam, çıkın üstümü giyinmem lazım” dedim ama izin vermediler. Bağırıp çağırdılar. Eşim içeriden “eşime bağırmayın” deyince ona şiddet uyguladılar. Yerden uzanıp üzerime örtü almaya çalıştım, kadın polis üzerine bastı. Giymeme izin vermediler. Herkesi salona topladılar. Eşim üzerime çocuğun battaniyesini örtmeye kalktı, ona bile izin vermediler. Kayınlarımı tekmelediler. Evi alt üst ettiler. Ne aradıklarını, neden geldiklerini söylemediler. 2 – 3 saat boyunca kirli sepetini, bakliyat içlerini, çocukların oyuncaklarının içlerine varıncaya kadar her yeri aradılar. Delil veya suç unsuru hiç bir şey bulamadılar. Sonra eşimi üstünü bile değişmesine izin vermeden, kayınlarıma ayakkabı bile giymelerine izin vermeden hepsini alıp götürdüler.”

Gözaltına alınan kişilerin yakınları, aramalar sırasında kendilerine silah doğrultulduğunu, evlerinin talan edilip değerli eşyalarının zarar gördüğünü ve en küçük itirazda polislerin “kes sesini” diyerek sert müdahalelerde bulunduğunu anlattı. Hatta delil olarak hiçbir suç unsuru bulunamayan evlerden kitapların alındığı bildirildi.

IŞİD operasyonlarında gözle görülür artış 

Son dönemde IŞİD üyeliği suçlamasıyla iyice sıklaşan operasyonlarda, herhangi bir örgütle alakası olmayan mütedeyyin ailelerin şafak baskınlarıyla kendi devletinin polisi tarafından zulme varan hukuksuzluklara maruz kaldığı görülüyor. 

Terörle mücadele adı altında yürütülen bu operasyonlarda aile üyelerine silah doğrultulup korkutulan, eşi ve çocuklarının gözü önünde darp edilip küçük düşürülen şüpheliler adeta azılı katil muamelesi görüyor. Ancak büyük çoğunluğu, haklarında yeterli delil bulunmadığı için ya karakoldan ya da birkaç ay süren tutukluluk sürecinin ardından salıveriliyor. 

Emniyet güçleri IŞİD suçlamasıyla aylardır yüzlerce adrese baskınlar düzenliyor. İçişleri bakanının sosyal medya hesaplarında gururla paylaştığı bu operasyonlarda polisin kadın, çocuk, yaşlı demeden sözlü şiddete ve hakarete başvurduğu, muhafazakâr olduğu bilinen kadınların mahremiyetini hiçe saydığı ifade ediliyor. 

Halkın güvenliğini ve huzurunu sağlamakla görevli emniyet güçlerinin, suçu sabit olmayan, baskın yapılan evlerinde delil sayılabilecek suç unsuru olarak kitaptan başka bir şey bulunamayan vatandaşların aile üyelerine korku ve dehşeti yaşatması sosyal medyada tepkilerin yükselmesine sebep oluyor.

Vatandaşlar, hiçbir suça karışmamış insanların “terör ve örgüt” bahanesiyle hedef alındığını ve hukukun tamamen hiçe sayıldığına dikkat çekerek bu zulme bir an önce son verilmesini talep ediyor.

Kaynak: Mira Haber

Bir Cevap Yazın