İşgalci İsrail yönetimi, Batı Şeria’nın El Halil kentinde bulunan Harem-i İbrahim Camisi’ne yönelik provokasyonlarına bir yenisini daha ekledi. İsrail makamları, caminin imamı Şeyh Mutez Ebu Isnine’ye 15 günlük uzaklaştırma cezası vererek, ibadet özgürlüğünü bir kez daha ayaklar altına aldı.
El Halil Filistin Evkaf Müdürü Şeyh Cemal Ebu Aram, İsrail askerlerinin caminin işgal altındaki bölümündeki iç odaları kilitleyerek zincirlediğini ve cami görevlilerinin bu durumu dehşetle karşıladığını ifade etti. Ebu Aram, imam ve hatibin yanı sıra bir cami görevlisinin de yaklaşık 5 saat boyunca gözaltında tutulduğunu, ardından keyfi bir şekilde uzaklaştırma cezası aldıklarını belirtti.
Filistin Evkaf Bakanlığı: İsrail’in Adımı Tehlikeli Bir Gelişme!
Filistin Evkaf ve Din İşleri Bakanlığı, İsrail’in Harem-i İbrahim Camisi’ndeki bazı odalara kilit vurmasını caminin kutsiyetine ağır bir saldırı olarak değerlendirdi. Bakanlık açıklamasında, İsrail’in bu adımının yalnızca cami üzerindeki Filistin egemenliğini hiçe saymakla kalmayıp, Müslümanların ibadet hakkını da gasp ettiğini vurguladı.
İsrail makamları ise bu hukuk dışı uygulamaya dair herhangi bir açıklama yapmaktan kaçındı. Ancak bu, İsrail’in ilk işgali değil. Daha önce de Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı’nda Harem-i İbrahim Camisi’nin ibadete açılmasını engelleyen İsrail, Müslümanların bu kutsal mekânda toplanmasını sistematik şekilde engellemeye devam ediyor.
Harem-i İbrahim Camisi: Kanlı Geçmiş ve Süregelen Zulüm
Dünya üzerindeki en kutsal dördüncü cami olan Harem-i İbrahim Camisi, tarihi boyunca İsrail’in işgal ve baskılarıyla karşı karşıya kaldı. 1967’den beri işgal altında tutulan cami, 25 Şubat 1994’te Baruch Goldstein isimli Yahudi fanatik tarafından gerçekleştirilen katliama sahne olmuştu. Sabah namazı esnasında ibadet eden Müslümanların üzerine açılan ateş sonucu 29 Filistinli şehit olurken, 150’den fazla kişi yaralanmıştı. Bu korkunç saldırının ardından cami kapatılmış ve tekrar açıldığında Müslümanların ibadet alanı yarıdan fazla küçültülerek bir kısmı Yahudilere tahsis edilmişti.
Günümüzde caminin bir bölümü sinagog haline getirilirken, Hazreti İshak ve eşinin mezarlarının bulunduğu alan Müslümanlara bırakılmış, diğer peygamberlerin kabirleri ise Yahudilere verilerek bölünmüş bir ibadethane haline getirilmişti.
İsrail’in Müslümanların kutsal mekânlarına yönelik saldırıları sistematik bir hal alırken, uluslararası toplumun bu hukuksuz uygulamalara karşı sessiz kalması tepki çekmeye devam ediyor. Filistin halkı, Harem-i İbrahim Camisi’ni korumak için direnmeye devam ederken, İsrail’in zulmüne karşı dünya kamuoyunun acilen harekete geçmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyor.
Kaynak: Mira Haber