Adsız tasarım 20241227 103110 0000

HTŞ’ye eski kadısı Ferğali’den uyarılar ve Ömer paktı

Suriye’de baş döndürücü bir hızla yönetimi ele geçiren HTŞ’nin yaptığı bazı açıklamalar ve aldığı kararlar, ‘Mücahitler kazandı’ coşkusuyla farklı beklentilere giren kesimler tarafından eleştiriliyor. 

Cevlani’nin zaferin ardından Batı medyasında boy göstererek yeni Suriye yönetimiyle ilgili ‘batıyı rahatsız etmeyecek’ bir model ortaya koyması kafaları karıştırmışken, Hama’da Hristiyanların diktiği dev Noel ağacının iki Mücahit tarafından ateşe verilmesi ile tansiyon yükseldi. 

Galeyana gelen Hristiyanları yatıştırmak isteyen HTŞ’nin, pagan kültürünün sembollerinden olan Noel ağacına saldıran Özbek mücahitler için ‘bizden değiller, en ağır şekilde cezalandırılacaklar’ açıklamaları ise tartışmaları hararetlendirdi.

HTŞ’nin eski şer’i kadılarından olan Mısırlı Yahya el Ferğali de yaşananlarla ilgili bazı hakikatleri ortaya koydu ve İslam’ın temel esaslarından olan emri bil maruf gereği Müslümanlara nasihatte bulundu. 

Şeyh Yahya el Ferğali uyarı mahiyetinde şu hakikatlere dikkat çekti:

1- Münkeri inkâr etmeye güç yetirememek bu Münkere ortak olmayı caiz kılmaz.

2- Hristiyan, Yahudi ya da başka din mensuplarının özel günleri/ bayramları için herkesi kapsayan resmi tatillerin verilmesi caiz değildir. (Yeni yönetim 25-26 Aralık tarihlerini Noel sebebiyle resmi tatil ilan etti)

3- Bir Müslüman’ın hangi sebeple olursa olsun tazim kastıyla Haç’ı kaldırması caiz değildir. Kadı’nın bunu yapanı tövbeye davet etmesi gerekir. (Hama’da Hristiyanları yatıştırmak isteyen HTŞ’nin memuru Şeyh İbrahim Ebu Süleyman, Hristiyanların elindeki haçı havaya kaldırdı ve Noel ağacını kendi elleriyle ışıklandırdı) 

4- Dürziler’in, Nusayriler’in ve sair kâfirlerin ölülerine rahmet okumak caiz değildir. (Cevlani  ölen Dürzi bir lidere rahmet okudu ) Rafiziler gibi riddet taifeleri için kardeşimiz denmesi caiz değildir. Buna dair örnekler uzar gider. Bu tür sözler söylemektense şer’i siyaset kapsamında olan daha esnek sözler söylenmelidir. Ta ki şer’i bir mahzur ortaya çıkmasın.

İslam devletinde yaşayan gayri Müslimlerin hak ve yükümlülüklerini belirten Paktı Ömer (Ömer kanunları) bu hususta hangi sınırları çiziyor? 

Gayrimüslimlerin Yükümlülükleri:

1. Cizye Ödeme: Gayrimüslimler, İslam devletinde askeri hizmetten muaf tutuldukları için “cizye” adı verilen bir vergi öderler. Bu vergi, mali güce göre belirlenirdi ve fakirler ve din adamları bu vergiden muaf tutulabilirdi.

2. Müslümanlara Saygı: Gayrimüslimler, Müslümanlara karşı saygılı davranmak, onlara karşı hakaret veya aşağılama içeren söz ve davranışlardan kaçınmak zorundaydı.

3. Dini Törenleri Sessiz Yapma: Dini törenlerini ve ibadetlerini toplum içinde açıkça değil, daha çok sessiz ve kendi ibadethanelerinde yapmaları beklenirdi. Bunun, özellikle Müslüman çoğunluğun dini hassasiyetlerini korumak için yapıldığı belirtilirdi.

4. İslam Beldelerine Uyum: İslam topraklarında yaşayan gayrimüslimlerin, İslam’ın örf ve adetlerine saygı göstermeleri beklenirdi. Örneğin, Müslümanlara açıkça karşı gelen veya onların dini değerlerine hakaret eden davranışlardan kaçınmaları beklenirdi.

5. Yeni İbadethane İnşa Etmeme:  Gayrı Müslimlerin yeni ibadethaneler inşa etmeleri veya mevcutları genişletmeleri kısıtlanabilirdi. Ancak eski ibadethanelerini tamir etmelerine genellikle izin verilirdi.

6. Müslümanlara Benzememe: Bazı yorumlara göre, gayrimüslimlerin kıyafet, saç şekli gibi dış görünüşlerinde Müslümanlardan ayrışmaları beklenirdi. Ancak bu konuda farklı uygulamalar görülebilirdi.

7. Açıktan Şarap İçmeme: İslam’da haram sayılan şarap gibi içecekleri toplum içinde açıkça tüketmemeleri beklenirdi.

8. Müslüman Kadınlarla Evlenmeme: İslam hukukuna göre Müslüman erkekler ehl-i kitap kadınlarıyla evlenebilirken, Müslüman kadınların gayrimüslim erkeklerle evlenmesi yasaktı.

Gayrimüslimlerin Hakları:

1. Din ve İbadet Özgürlüğü: Gayrimüslimler, kendi dinlerini serbestçe yaşama, ibadetlerini yapma ve dini liderlerine sahip olma hakkına sahiptiler. Ancak bu haklar, Müslüman çoğunluğun dini hassasiyetlerine saygı duyma koşuluna bağlıydı.

2. Can ve Mal Güvenliği: Gayrimüslimlerin canları ve malları devletin güvencesi altındaydı.

3. Hukuki Koruma: Gayrimüslimler, kendi iç hukuk kurallarına göre yargılanabilirlerdi. Ancak İslam hukukunda geçen konularda (örneğin bir Müslüman’la aralarında çıkan anlaşmazlıklarda) İslam hukukuna tabi olurlardı.

4. Askerlikten Muafiyet: Gayrimüslimler, İslam ordusunda askerlik yapmak zorunda değillerdi. Bunun yerine, cizye ödeyerek devletin askeri hizmetine katkıda bulunurlardı.

5. Ticaret Serbestliği: Gayrimüslimler, Müslümanlarla eşit şartlarda ticaret yapma hakkına sahiptiler.

6. Devlet Koruması: Devlet, gayrimüslimlerin haklarını korumak ve onların güvenliğini sağlamakla yükümlüydü.

Kaynak; Mira Haber 

Bir Cevap Yazın