Yeni rejimin Halep Müftüsü olarak atadığı İbrahim Şaşu, geçmişteki ‘radikal’ görüşlerini bir kenara bırakarak komşu Arap ülkeleriyle ilişkileri normalleştirme çabalarının parçası oldu.
Müftü Şaşu daha önceleri Sisi, Muhammed Bin Selman gibi fasık Arap liderlerini sayısız kez tekfir edip İslam’a aykırı tutumları sebebiyle suçlamıştı.
Ancak devrimin zaferiyle işler epeyce değişti. Müftü Şaşu için de, geçmişte yıktığı köprüleri yeniden inşa etme zamanı gelmiş oldu.
Bu konuda geçmişte tekfir edilen bir Arap ülkesinden gelen şu soruya müftünün verdiği cevap, yeni rejimin konuya bakışını anlamak açısından dikkat çekicidir.
“Kardeş Arap ülkelerinin hükümetlerini ve ülkemizin kâfir olduğunu ilan ettiniz… ve şimdi onlarla dostane ilişkiler kuruyorsunuz. Ve bugün bu ifadenin (tekfir) yanlış olduğuna inanıyorsunuz. Bu doğru mu? Sonuçta Ahmed el-Şara Suriye’nin komşu ülkeler için sorun ve endişe yaratmayacağının sözünü verdi…”
İbrahim Şaşu, geçmişteki sert eleştirilerini daha fazla savunamayacağını belirterek, bu görüşlerin eski bir siyasi dönemin ürünü olduğunu ifade etti:
“Bu daha önceki askeri, siyasi ve hukuki gerçeklikte mevcuttu ve bu dönem devrimin zaferi ve Suriye’nin kurtuluşuyla sona erdi. Arap hükümetlerinin Suriye’ye yönelik politikalarının değişmesiyle birlikte oradaki gerçeklik içeride ve dışarıda her düzeyde değişti.
Arap hükümetleri ve Suriye ve diğer Müslüman ülkeler meselesi. Dolayısıyla bu kararı bana atfetmek (bu durumda tekfirle ilgili bir Şeriat kararı, metinde kelimenin tam anlamıyla هذا الحكم) ve bunu bu yeni gerçeklikte ifade etmek yanlıştır”
Bu keskin dönüşüm, Suriye’de hâlâ İslamî yönetim beklentisi içinde olanları hayrete düşürecek cinsten. HTŞ yönetimi için, dini hükümlerin siyasi gerçekliğe göre nasıl esneyebileceği hususunda önemli ipuçları veriyor.
Buna göre İslam’ın hükmünü kulak arkası ederek bir liderin, Suriye’deki yeni rejime karşı düşmanca bir tavrı varsa tekfir ederiz, değilse bizdendir mi diyeceğiz? Bu tür değişimlere karşı nasıl bir tavır takınılacağı konusunda farklı görüşler ve kafa karışıklıkları mevcut. Bu yaklaşım, “geleceğin Suriyesi”nde dini hükümlerinin içinin, siyasi çıkarlar doğrultusunda nasıl boşaltılabileceği konusundaki endişeleri ne yazık ki haklı çıkarıyor.
Kaynak: Mira Haber