Eski Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, 8 Eylül 2024’te Gazze’ye destek amacıyla düzenlenen bir gösteride “intifada” kelimesini kullanan Elias İmzalene hakkında suç duyurusunda bulundu
10 Eylül’de Paris Cumhuriyet Savcılığı’na yapılan bu başvurunun ardından savcılık, “nefret veya şiddete teşvik” suçlamasıyla resmi bir soruşturma başlattı.
Soruşturma kapsamında 24 Eylül’de Paris’te ifade vermeye giden İmzalene, aynı gün gözaltına alındı ve 48 saat boyunca gözaltında tutuldu. Daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan aktivist, 23 Ekim’de mahkemeye çıkarıldı ve “kamuoyunu şiddete teşvik ettiği” iddiasıyla yargılandı.
Mahkeme, 19 Aralık 2024’te İmzalene’yi 5 ay ertelenmiş hapis cezasına çarptırarak, yalnızca bir kelimeden rahatsız olarak davacı olan Yahudi kuruluşlarına tazminat ödemesine karar verdi.
İmzalene, Filistin yanlısı bir gösteri sırasında barışçıl bir şekilde Filistin halkına yönelik baskılara karşı tepkilerini dile getirerek “İntifada” kelimesini dile getirmişti.
Gösterinin temel mesajının “Adil ve Kalıcı Barış” olduğunu ifade eden İmzalene, hiçbir etnik veya dini grubu hedef almadıklarını, Siyonist kelimesini bile söylemediğini ve söylemlerinin çarpıtıldığını savundu.
Aktivist, sürecin başından itibaren kendisine yönelik sistematik bir kampanya yürütüldüğünü dile getirerek, önce yerel basının, ardından aşırı sağcı çevrelerin olayı büyüttüğünü söyledi. Fransız ana akım medyasının da konuyu gündemde tutarak bir medya linci oluşturduğunu öne süren aktivist, hızlandırılmış yargılama süreciyle karşı karşıya kaldığını belirtti.
Normal şartlarda bu tür davaların en az bir yıl sürdüğünü ifade eden aktivist, kendi davasında sürecin yalnızca birkaç hafta içinde tamamlanmasının siyasi bir mesaj taşıdığını dile getirdi.
Savcılığın sorgu sırasında kendisine Filistin ve Fransa ile ilgili politik görüşleri, dini inançları ve dünya görüşüne dair sorular yönelttiğini belirten İmzalene, bunun yalnızca kullandığı bir kelimenin değil, doğrudan kendisinin yargılanmak istendiğini gösterdiğini ifade etti.
Fransa’da son 20 yıldır birçok siyasi liderin Filistin gösterilerinde “intifada” kelimesini kullandığını hatırlatan aktivist, asıl maksadın yalnızca bir Müslümanı hedef almak olduğunu savundu.
Kimliği belirsiz gruba “nefret söylemi”
Davanın sonucunda kendisine yöneltilen suçlamaların büyük çoğunluğunun düşürüldüğünü ifade eden aktivist, geriye yalnızca “belirsiz bir gruba karşı nefret söylemi” suçlamasının kaldığını aktardı. Ancak mahkemenin bu grubun kim olduğunu belirtmemesini eleştiren İmzalene, bunun davanın geçersiz sayılması için yeterli bir sebep olması gerektiğini söyledi.
İmzalene, hakkında mahkeme tarafından verilen 5 yıl ertelenmiş hapis ve 10 bin avro para cezası kararına itiraz ettiğini açıkladı.
Ayrıca, sosyal medyada ölüm tehditleri aldığını belirten İmzalene, “Ben İslamofobi’ye ve Gazze’deki soykırıma tepki verirken, bazı kişiler sosyal medyada bana yönelik nefret söylemleri yayıyor, beni ölümle tehdit ediyor. Öte yandan, Gazze’deki katliama katılanlar Fransa sokaklarında hiçbir kısıtlama olmadan dolaşıyor.” şeklinde konuştu.
Fransa’nın İsrail’e silah ihracatı yaparak Gazze’deki saldırılara dolaylı yoldan destek verdiğini savunan aktivist, bu baskının sadece kendisine değil, soykırıma karşı çıkan herkese yönelik olduğunu vurgularken “Filistin özgür olacak inşallah.” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
Kaynak: Mira Haber