İngiliz istihbarat teşkilatı ajanıydı ve Müslüman olduğunu iddia ediyordu, Kuran’ı ezberlemişti, İslam hukukunun prensiplerini öğrenmişti, kendisine “Ebu Ömer el-Nasiri” adını vermişti ve Yemen’deki El Kaide saflarında gönüllü olarak yer almıştı, ta ki örgütün en önemli liderlerinden biri olana kadar!
Hatta El Kaide’ye vaizlik ve Yemen’in El Cevf vilayetinde namaz kıldıran imamlık bile yaptı! Yine örgütün birçok intihar bombacısını Müslüman ülkelerin her yerine gönderip, oralarda gizli hücreler kurduğu bile söyleniyor..
Yemen El Kaidesi liderlerinden Enver el-Evlaki’nin öldürülmesine de, çantasına GPS cihazı yerleştirerek neden olmuştu. Enver el-Evlaki, 2011 yılında bir ABD hava saldırısında bulunup öldürüldü. Ancak Amerikan istihbarat ajanları Morton Storm’a suikast için 5 milyon dolar ödemediği için, Storm kendini İngiliz basınına ifşa etti ve El Kaide ile olan hikayesini anlatan bir kitap yayınladı. Sonra da kendini ateist ilan etti, dinden ve Allah’tan nefret ediyordu!
Peki Morten Storm gibi kaç kişi hâlâ İslam ve Cihat adına mücadele hareketlerinin içinde saklanıyor, kasıtlı olarak İslam imajını çarpıtıyor, Müslümanları öldürüyor ve ülkelerini mahvediyor?
Müslümanları kandıran ajan Morten Storm!
2 Ocak 1976’da Korsør’da dünyaya gelen Storm, çocukluğundan itibaren şiddet, terk edilme ve suçla yoğrulan bir yaşamın izlerini taşıyor.
Alkolik babasının terk edici tavrı ve üvey babasının uyguladığı şiddet, Storm’un hayatında derin yaralar açtı. Henüz 13 yaşında gerçekleştirdiği ilk soygun, onu suç dünyasının içine çekti. Bandidos adlı motosiklet çetesinde edindiği tecrübe, onun gençlik döneminde suçtan kazandığı parayı alkol ve uyuşturucuya harcamasıyla pekişti. Bu dönemde yaşananlar, ilerleyen yıllarda alacağı radikal kararların temelini oluşturdu.
İslam’a geçiş macerası
19 yaşında İslam’ı seçişi Storm’un hayatında dramatik bir dönüşümü başlattı. Dini inançların ve manevi arayışın etkisiyle, Yemen’de Müslümanların arasına katılmak amacıyla eğitim aldı.
Londra’da Zacarias Moussaoui, Richard Reid gibi isimlerle tanışması, onun ideolojik evriminde kritik bir rol oynadı. Enver el-Evlaki ile kurduğu yakın ilişki, El Kaide’nin içine sızmasını kolaylaştırdı.
Çifte kimlik ve istihbarat dünyası
2006 yılında, Storm’un hayatındaki belki de en çarpıcı dönüşüm yaşandı. İslam dünyasından tamamen uzaklaşarak Danimarka Güvenlik ve İstihbarat Servisi PET için ajan olarak çalışmaya başlamadı. Bu karar, onun yalnızca ideolojik bir değişim yaşamadığını, aynı zamanda devletlerin terörle mücadele adı altında bireyleri nasıl iki yüzlü bir şekilde kullandığını da ortaya koyuyor.
Sahte şirketler ve karmaşık operasyonlarla El Kaide’nin içinde yükselen Storm, örgütün kritik bilgilerini topladı. Bu bilgilerin en çarpıcı olanı ise El Kaide lideri Enver el-Evlaki’nin yerini tespit etme operasyonuydu; bu operasyon, 2011’de liderin ölümüne zemin hazırladı.
İstihbaratın ve devletin ikilemi
CIA tarafından vaat edilen 5 milyon dolarlık ödülün ödenmemesi, Storm’un devletle olan ilişkilerini derin bir hayal kırıklığına sürükledi. Bu durum, istihbarat teşkilatlarının ajanlarına karşı sergilediği tutum ve ödül politikalarının ne kadar tutarsız olabileceğine dair ciddi soruları gündeme getiriyor. Storm, bu ihanetin ardından ajan kimliğini ifşa ederek, deneyimlerini ve çifte yaşamın oluşturduğu etik ikilemleri kamuoyuna aktardı. 2014’te CNN ile birlikte yayımladığı kitabında, terörle mücadelede kullanılan yöntemlerin ve devlet politikalarının karanlık yüzünü gözler önüne serdi.
Toplumsal ve politik yansımalar
Morten Storm’un yaşamı , sadece bireysel bir trajedi olarak kalmıyor; aynı zamanda modern istihbarat operasyonlarının ve terörle mücadelenin ne kadar karmaşık ve tehlikeli olduğunu da ortaya koyuyor. Suçtan başlayıp yalan bir inanca oradan da istihbarat dünyasına uzanan bu yolculuk, devletlerin ve istihbarat teşkilatlarının ne ölçüde etik ve stratejik ikilemlerle boğuştuğunu gözler önüne seriyor.
Gizli ajan Morton Storm’un hikayesi, modern terörle mücadelede kullanılan karmaşık ve çok katmanlı stratejilerin bir mikrokozmosunu sunuyor. Storm’un hayatında yaşanan dönüşümler, istihbarat dünyasının karanlık tarafını ve devlet politikalarının ne kadar tartışmalı olabileceğini bize hatırlatıyor. Bu hikaye, devletlerin bireyleri iki yüzlü bir şekilde kullanma yöntemlerinin, sonuçta hem ulusal güvenliği hem de bireysel yaşamları ne denli etkilediğini gösteriyor.
Storm’un yaşadıkları, kamuoyunu ve politika yapıcıları derinlemesine düşünmeye sevk ediyor. Terörle mücadele yöntemlerinin, etik sınırların ve devlet politikalarının sorgulanması gerektiğini ortaya koyan bu olay, modern istihbaratın karanlık yüzüne dair çarpıcı bir pencere açıyor.
Kaynak: Mira Haber