Cumartesi günü özel bir operasyonla dört İsrailli esirin Gazze’den kurtarılması dünya çapında manşetlere taşındı ve uluslararası liderlerden övgü yağmuruna tutuldu.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz bunu “önemli bir umut işareti” olarak nitelendirdi ve Hamas’tan diğer tutsakları serbest bırakması çağrısında bulunurken, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ” rehinelerin hayal bile edilemeyecek çetin sınavlardan ve yürekleri ısıttıktan sonra geri döndüğünü görmenin büyük bir rahatlama ” olduğunu söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile birlikte konuşan ABD Başkanı Joe Biden, mevkidaşının “İsrail’deki ailelerine iade edilen dört rehinenin güvenli bir şekilde kurtarılmasını memnuniyetle karşıladığını” ifade etti.
Biden, “Tüm rehineler eve dönene ve ateşkes sağlanana kadar çalışmayı bırakmayacağız. Bunun olması çok önemli.” dedi.
ABD Merkez Komutanlığı yaptığı açıklamada, İsrail’deki Amerikan rehine hücresinin katılımıyla gerçekleştirildiği bildirilen İsrail operasyonunu övdü.
Açıklamada, “7 Ekim’de ele geçirilen 4 rehinenin başarılı bir şekilde kurtarılıp ailelerine iade edilmesinden dolayı İsrail Güvenlik Güçlerini ve İsrail halkını tebrik ediyoruz” denildi.
Ancak hiçbirinin bahsetmediği şey, operasyon sırasında İsrailliler tarafından öldürülen yüzlerce Filistinli idi.
Filistin hükümetinin Gazze’deki medya ofisi, İsrail’in saldırısında ölenlerin sayısının en az 236’ya ulaştığını, 400 kişinin de yaralandığını söyledi.
Bir görgü tanığı, Nuseyrat mülteci kampına yapılan saldırıda “ölü çocuklar ve vücut parçalarının her yere dağıldığını” söylerken, sağlık yetkilileri çok sayıdaki yaralının El Aksa Şehitleri hastanesini doldurma riski altında olduğunu duyurdu.
Bir dizi Arap ülkesi ölümlere atıfta bulunurken, Mısır dışişleri bakanlığı, operasyonda ölenlerin sayısının “uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukun tüm hükümlerinin yanı sıra tüm insanlık değerleri ve insan haklarının açık bir ihlali” olduğunu belirtti.
Avrupa dış politika şefi Josep Borrell de rehinelerin serbest bırakılmasını memnuniyetle karşılasa da cinayetleri eleştirdi.
Açıklamada, “Gazze’den gelen yeni bir sivil katliamına ilişkin haberler dehşet verici. Bunu en güçlü şekilde kınıyoruz. Kan gölü derhal sona ermeli” dedi.
Batıdaki bazı hükümet dışı isimler, İran Ulusal Amerikan Konseyi araştırma direktörü Assal Rad ve İngiltere merkezli köşe yazarı Jonathon Shafi de dahil olmak üzere sıradan Filistinlilerin İsrail operasyonu için ödediği ağır bedelin kabul edilmemesine dikkat çekti.
Tanınmış İngiliz-Amerikalı yayıncı ve siyasi yorumcu Mehdi Hasan da Filistinlilerin ölümlerinin kabul edilmemesini kınadı.
Ancak batıdaki medyanın çoğu, Filistinlilerin ölümlerinden bile bahsetmedi.
Öte yandan Müslüman ülkeler, bebeklerin, üstelik kendi dininden, milletinden olan bebeklerin parçalanmasına elleri kolları bağlı en kısık sesleri ile kınamaya devam ediyor. Binlerce çocuğun, masum canın, dört Yahudi kadar değerinin olmaması yine Batının, ‘Herkes eşittir, Dünyada barışı sağlayacağız, biz ıslah edicileriz!’ ikiyüzlülüğünün kanıtıdır..
Kaynak: Mira Haber