cv

Devrimin küllerinden bir LGBT savunucusu doğdu! Hind Kubvat sahnede!

Suriye’deki yeni yönetim, Esed rejiminin ardından gerçekleşecek siyasi geçiş sürecinin önemli ayaklarından biri olan Ulusal Diyalog Konferansı için bir hazırlık komitesi oluşturulduğunu duyurmaya hazırlanıyor. 

Ancak, bu yeni yönetim halkın değerlerine mi dayanıyor, yoksa Batı’nın dayattığı “modernleşme” kisvesi altında İslam’ı ve toplumun temel yapısını hedef mi alıyor?

İşte en çarpıcı gelişme! LGBT aktivisti Hind Kubvat, yeni hükümete katılıyor ve ulusal bir konferans oluşturmakla görevlendirildi.

12220250001

Peki, bu ne anlama geliyor?

Savaşın harap ettiği bir ülkede, binlerce Müslüman kadın ve çocuk katledilmişken, evsiz kalmışken, açlıkla mücadele ederken öncelik cinsiyetsizleştirme ve laiklik mi olmalı? Allah’ın koyduğu hudutları hiçe sayarak, aile yapısını yok etmeye çalışan bu akımlar, İslam’ın öngördüğü toplumsal düzeni tehdit etmiyor mu?

Hind Kubvat ve LGBT ajandası

Hind Kubvat, eski Şam’daki “Bab Tuma” mahallesinde doğdu. Kanada vatandaşıdır. Ekonomi ve hukuk alanında lisans derecesine, “çatışma çözümü” ve “stratejik liderlik” alanlarında sertifikaya ve hukuk ile diplomasi alanında yüksek lisansa sahiptir. ABD Barış Enstitüsü Programında yetkili bir görevde bulunuyor. Kamu diplomasisi alanında araştırmacıdır ve Yüksek Müzakere Komitesi’nin üyelerinden biridir.

Ayrıca George Mason Üniversitesi Din ve Diplomasi Enstitüsü’nde Dinlerarası Diyalog ve Çatışma Çözümü Bölüm Başkanı ve Yardımcı Doçent olarak görev yaptı ve 2017-2019 yılları arasında Harvard Hukuk Fakültesi’nde konuk profesör olarak çalıştı.

indir (15) copy

“Diyalog Konferansı” hazırlık komitesinde yer alan Hind Kabvat, Suriye anayasasında İslam’ın yer almasını reddediyor. Bu, onun devrik Beşşar Esad’ın eşiyle birlikte çekilmiş fotoğrafı. Ayrıca toplumsal cinsiyet, feminizm ve “eşcinsel hakları” üzerinden toplumu parçalamaya yönelik ilişkileri ve faaliyetleri ve Müslüman toplumunun kimliğine düşmanca Batılı faaliyetleri de bulunmaktadır.

İslam, Allah’ın hükümleri doğrultusunda bir toplum düzeni kurmayı emreder. Kur’an’da açıkça bildirildiği üzere, Lut Kavmi helak edilmiştir. Bunun sebebi, Allah’ın yasakladığı bir fiili normalleştirmeleri ve toplumsal bir düzen hâline getirmeleriydi. Bugün de aynı sapkınlıklar, “özgürlük” adı altında Müslüman toplumlara empoze edilmeye çalışılıyor.

Suriye gibi yıllardır acı çeken bir ülkede, halkın ihtiyacı olan şey adalet, emniyet ve İslam’ın hükmettiği bir düzen değil midir? Laikliğin ve LGBT’nin ön planda tutulması, hangi aklın ürünüdür? Batı destekli ajandaların Müslüman toplumları hedef aldığı açık değil mi?

 
Kimin uğruna?!

Bugün Suriye’de yüz binlerce Müslüman katledildi. Onlar Allah’ın dini için, ümmetin selameti için, şeriatın hakim olması için mücadele ettiler. Şimdi onların yerine gelen yönetim, Allah’ın emirlerine mi sarılıyor, yoksa LGBT hakları, laiklik ve Batı’nın projelerini mi savunuyor?

Müslümanlar olarak, Rabbimizin hükmüne sarılmalı ve toplumumuzun İslami kimliğini korumak için mücadele etmeliyiz. Yoksa, Allah’ın ayetlerini hiçe sayan bu düzenin sonu hüsran olacaktır.
“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kafirlerin ta kendileridir.” (Maide, 44)

Kaynak: Mira Haber 

Bir Cevap Yazın