Gf1j6ggWIAMPmnp

Çin’den dijital takip tuzağı: Uygurlular casus uygulama kıskacında!

Çin bağlantılı siber tehditlerin hedefinde bir kez daha etnik azınlıklar ve muhalif gruplar var. İngiltere Ulusal Siber Güvenlik Merkezi (NCSC) ile uluslararası güvenlik kuruluşları, Çin devleti destekli hacker gruplarının Uygur, Tibetli ve Tayvanlı bireyleri dijital casusluk yoluyla gözetlediğini duyurdu.

İnanç ve kimlik kalkan değil hedef oldu

“Audio Quran” ve “Tibet One” gibi masum görünümlü mobil uygulamaların arkasına saklanan MOONSHINE ve BADBAZAAR adlı zararlı yazılımlar, kullanıcıların kişisel cihazlarına sızarak mikrofon, kamera ve konum bilgilerine erişim sağlıyor. Bu sayede bireyler farkında olmadan anlık olarak takip ediliyor.

Çin, muhalif sesleri uygulamalarla susturmak istiyor

Yayınlanan rapora göre, söz konusu uygulamalar Çin yönetiminin “istikrara tehdit” olarak tanımladığı kişi ve kurumları küresel çapta izleme amacını taşıyor. Hedef alınanlar arasında Uygurlar, Tibet’in özerkliğini savunanlar, Tayvan’ın bağımsızlık yanlısı aktörleri ve Falun Gong gibi dini gruplar yer alıyor.

Tanıdık isim, tehlikeli içerik

Bazı zararlı uygulamalar popüler mesajlaşma platformlarının kopyaları olarak tasarlanırken, bazıları doğrudan azınlık grupların ilgisini çekecek isimler ve içeriklerle geliştiriliyor. Örneğin, “Audio Quran” adlı uygulama, Uygurca dosya isimleri ve dini temalarla kullanıcıların güvenini kazanmayı hedefliyor. Aynı şekilde “Tibet One” uygulaması da Tibetli kullanıcıların sıklıkla bulunduğu çevrimiçi forumlar aracılığıyla yayılıyor.

Gizli gözetim artık cebimizde

BADBAZAAR ve MOONSHINE gibi yazılımlar, kullanıcıların mesajlarını, medya içeriklerini ve hareketlerini analiz ederek Çin’e veri aktarıyor. Apple App Store’dan kaldırılan “Tibet One” gibi uygulamalar, daha önce iOS kullanıcılarını da hedef almıştı.

Tayvan gerilimi ve “yeniden eğitim kampları” gerçeği

Pekin yönetimi, Tayvan’ı Çin’in ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve bu konudaki baskısını teknolojik araçlarla da sürdürüyor. Öte yandan, Uygur Türklerine yönelik baskılar çerçevesinde “yeniden eğitim kampları” adı altında yüz binlerce kişinin özgürlüğü elinden alınmış durumda. Uluslararası toplum, bu uygulamaları sistematik insan hakkı ihlalleri olarak değerlendiriyor.

Sonuç: Teknoloji özgürlük için değil, baskı için kullanılıyor

Söz konusu gelişmeler, dijital araçların giderek daha fazla şekilde siyasi kontrol ve toplumsal baskı aracı haline getirildiğini gözler önüne seriyor. Siber güvenlik uzmanları, özellikle hedef grupların mobil uygulama kullanımlarında dikkatli olmaları ve doğrulanmamış kaynaklardan uzak durmaları konusunda uyarıda bulunuyor.

Kaynak: Mira Haber

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir