ye

Canlı yayında 51 cana kıymıştı, Yeni Zelanda katliamı hala hafızalarda!

15 Mart 2019’da, Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde Brenton Tarrant isimli terörist, cuma namazı sırasında iki camiye düzenlediği saldırıda 51 Müslümanı katletmişti. Üstelik canı, katliam anını kafa kamerasıyla kaydederek canlı olarak sosyal medya hesabında paylaşmıştı. Bu vahşi saldırı, İslamofobi ve aşırı sağcı terörizmin ulaştığı boyutları gözler önüne serdi.

Terörist, eylemini sosyal medyada canlı yayınladı ve aşırı sağcı bir manifesto yayımladı. Bu durum, internetin nefret söylemini nasıl körükleyebileceğini gösterdi. Olayın ardından Yeni Zelanda hükümeti silah yasalarını sıkılaştırarak yarı otomatik silahları yasakladı. Ayrıca, nefret söylemiyle mücadele kapsamında sosyal medya platformlarının sorumlulukları yeniden tartışılmaya başlandı.

ni

Saldırının ardından Yeni Zelanda halkı, Müslüman topluluğuna destek vermek amacıyla camileri ziyaret etti ve dayanışma mesajları verdi. Başbakan Jacinda Ardern’in, saldırının hemen ertesi günü başörtüsü takarak Müslümanlarla dayanışma göstermesi, dünya çapında büyük yankı uyandırdı. Ancak tüm bu tepkilere rağmen, İslam karşıtı nefret suçlarının artmaya devam ettiği gözlemlendi.

ze

Bu menfur saldırı, İslamofobinin yalnızca söylemle sınırlı kalmayıp kitlesel terörizme dönüşebileceğinin en acı örneklerinden biri oldu. Dünya genelinde, aşırı sağcı radikalleşmenin artışı ve İslam karşıtı propagandanın yol açabileceği tehlikeler bir kez daha gündeme geldi. 15 Mart, hoşgörüsüzlük ve aşırıcılığa karşı mücadelede unutulmaması gereken bir gün olarak hafızalara kazındı.

Kaynak: Mira Haber

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir