Dünyaca ünlü KPOP grubu BTS’in lideri RM, sosyal medya hesabından Frank Ocean’ın İslamı hedef alarak hazırladığı “Bad Religion” Türkçesi “Kötü Din” isimli şarkısını paylaştı.
Grubun hayranlarından ve bir çok kesimden gelen tepkilerin çığ gibi büyümesi üzerine yaptığı açıklama ise pes dedirtti.
Grup lideri yaptığı açıklamada; “Özür dilemiyorum, doğrularımı açıkça ifade edebilirim. Sözlerime inanın!” ifadelerini kullandı.
Peki şarkı, grubun özür dilemeyi bile gerek duymadığı kadar masum mu?
Gelin şarkının hikayesine ve içeriğine birlikte bakalım:
Geçtiğimiz günlerde Ocean, GQ’ya verdiği röportajda şarkıda kendi aşkından esinlendiğini anlattı. Ancak aşık olduğu kişi Ocean için aynı şeyi hissetmediğini söyleyince Ocean bu şarkıyı yazdı.
Ocean Tumblr sayfasından ilk aşkının cinsiyetini açık mektup yayınlayarak bir erkek olduğunu söyledi. 19 yaşında yazı beraber geçirdiği bir adama âşık olan Ocean bunu halka açıklayarak eşcinsel olduğunu duyurdu.
Şarkıda, şarkıcı taksiye binip bu derdini taksi şoförüyle paylaşıyor. Taksi şoförünün ise müslüman olması ve “Allah-u ekber” diye cevap vermesi üzerine eşcinselliğin dinimizce haram olduğu ve lut kavmi lanetlendiği için şarkıcı beni lanetleme diye cevap veriyor. Şoför olumsuz yanıt alınca dua et, namaz kıl diye nasihatlerde bulunuyor. Şarkıcı “eğer beni dizlerimin üzerine çöktürüyorsa, o kötü bir dindir” diye cevap veriyor;
(Taxi driver)
Bir saatliğine psikoloğum ol
(Be my shrink for the hour)
Sayacı çalışır durumda bırakın
(Leave the meter running)
(It’s rush hour)
O halde eğer istersen sokaklara çık
(So take the streets if you wanna)
Şeytanlardan kaçabilir misin?
(Just outrun the demons, could you?)
(He said, “Allahu akbar”)
Ona “Bana küfretme” dedim.
(I told him, “Don’t curse me”)
“Bo Bo, duaya ihtiyacın var”
(“Bo Bo, you need prayer”)
Sanırım bana zarar veremezdi
(I guess it couldn’t hurt me)
(If it brings me to my knees)
Bu kötü bir din (ooh-ooh)
(It’s a bad religion)
Bu karşılıksız aşk
(This unrequited love)
Bana göre bu tek adam tarikatından başka bir şey değil
(To me, it’s nothing but a one-man cult)
Ve strafor bardağımda siyanür var
(And cyanide in my styrofoam cup)
Onun beni sevmesini asla sağlayamam
(I can never make him love me)
Asla beni sevmesini sağlama
(Never make him love me)
Beni sev
(Love me)
Beni sev
(Love me)
Taksi şoförü, yemin ederim üç hayatım var
(Taxi driver, I swear I’ve got three lives)
Biftek bıçakları gibi kafamın üzerinde dengeli
(Balanced on my head like steak knives)
Kılık değiştirmem hakkındaki gerçeği sana söyleyemem
(I can’t tell you the truth about my disguise)
Kimseye güvenemiyorum
(I can’t trust no one)
(And you say, “Allahu akbar”)
Ona “Beni lanetleme” dedim.
(I told him, “Don’t curse me”)
“Bo Bo, duaya ihtiyacın var”
(“Bo Bo, you need prayer”)
Sanırım bana zarar veremezdi
(I guess it couldn’t hurt me)
(If it brings me to my knees)
Bu kötü bir din, oh-oh
(It’s a bad religion, oh-oh)
Karşılıksız aşk
(Unrequited love)
Bana göre bu tek adam tarikatından başka bir şey değil
(To me, it’s nothing but a one-man cult)
Hayır, hayır, ah
(No, no, )
(It’s a, it’s a bad religion)