Avrupa Birliği, ülkenin siyasi geçiş sürecinde demokratik gelişimi destekleme çabaları kapsamında Suriye’ye yönelik bazı yaptırımları kaldırdı.
Cumhurbaşkanı Ahmet el Şara’nın çabaları sonuç vermeye başladı. Şara, demokratik yönetim söylemleriyle şeriat bekleyen halkını kızdırsa da, Batılı dostlarının gözüne girmeyi başarmış gibi duruyor.
AB, Suriye için petrol, gaz ve elektrik üzerindeki kısıtlamaların yanı sıra havacılık da dahil olmak üzere ulaştırma sektörüne yönelik yaptırımların derhal yürürlüğe girmek üzere askıya alındığını duyurdu.
Ancak Şara iktidarının beklenen reformları uygulamaması halinde kararın geri alınabileceği uyarısında da bulunuldu. Yani Şara iktidarının reformlar hususunda daha alacak yolu var.
AB ayrıca beş bankaya belirli ekonomik kaynaklar sağlama ve fon sağlama olanağını yeniden gündemine aldı. Buna göre Suriye’ye kişisel kullanım için lüks malların ihracatına ilişkin kısıtlamalar da hafifletilecek.
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, 1 Mart’a kadar “yeni ve kapsayıcı bir hükümetin” kurulmasının, Batı’nın daha fazla yaptırımının kaldırılıp kaldırılmayacağının belirlenmesine yardımcı olabileceğini söyledi.
Şara yüzünü Batı’ya mı döndü?
Şara, diplomatik bağlar kurmak ve yeniden yapılanma dönemine iyileştirmek amacıyla bölgesel ve uluslararası liderlerle sık sık bir araya geliyor. Bununla beraber ülke içinde tartışmalı kararlar almaya devam ediyor.
Bunların başında kuşkusuz eli kanlı rejim unsurlarının affedilip salıverilmesi, bununla da kalmayıp kamuda istihdam edilmesi geliyor. Halkın adalet beklentisini tepetaklak eden bu atamalarla cellatlar yeni koltuklarına kurulmuş, sıcak çaylarını yudumlarken İdlib’de çadırlarda bebekler donarak can veriyor..

Geçmişini bir kenara bırakan HTŞ’nin yüzünü Batı’ya dönerek günü kurtarmaya yönelik bir tercih yapmış olduğu anlaşılıyor. Halktan giderek daha fazla kopan, halkın beklentilerini yok sayan bu anlayışın Şara iktidarını nereye sürükleyeceği bilinmiyor.
Şara’nın Batı’ya dönük hamleleri, uluslararası arenada meşruiyet arayışının bir yansıması olsa da, içerideki zulüm ve adaletsizliklerle sınavı henüz sonuçlanmış değil. Halkın acılarına kulak tıkayıp geçmişin gölgesini bugüne taşıyan bu iktidar, tarihin vicdanı karşısında hesap verebilecek mi? İdlib’de donan her nefes, Amerikan dronlarıyla yitip giden her can, Şara’nın saltanatını ayakta tutan duvarlara bir gedik açıyor.
Mazlumların hakkı ve ahı üzerine kurulmuş bir saltanatın ne kadar uzun ömürlü olacağı, tarihsel gerçekler ışığında az çok tahmin edilebiliyor.
Kaynak: Mira Haber