image 2025 03 19 17 43 19

Adını tarihe yazdıran efsane komutan Hattab ve Çeçen cihadına etkisi

Hayatını Afganistan ve Çeçenistan mücadelesine adayan, 19 Mart 2002’de cihad meydanında zehirlenerek şehit edilen komutan Samir bin Salih es-Süveylim, bilinen adıyla Emir Hattab kimdir?

image 2025 03 19 16 19 19

Çocukluk ve Gençlik Yılları

Hattab, 14 Nisan 1969 tarihinde Suudi Arabistan’ın Arar şehrinde dindar bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Arabistan’ın Ahsa bölgesindendi, annesi ise Suriye asıllıydı. Anne tarafından ailesi, Osmanlı Devleti’nin yıkılmasının ardından Suriye’ye göç eden Türk kökenli bir aileydi.

Küçük yaşlarda hem dini hem de fenni eğitim alan Hattab, babası ve kardeşleriyle doğa gezileri yaparak avlanmaya da ilgi duydu. Üçüncü sınıfa kadar Arar’da okuyan Hattab, ailesinin Hobar şehrine taşınmasıyla eğitimine burada devam etti.

Hattab, öğrenim hayatında gayet başarılıydı. İlerleyen zamanlarda Suudi Arabistan’ın petrol ve gaz firmalarından Aramco’nun üniversite hazırlık programına seçildi.

Kendisi Rusça, İngilizce, Peştuca, Arapça, Fransızca ve Kürtçe biliyordu.

Afganistan’a gidiş

Gençlik yıllarında dünyada meydana gelen siyasi olaylar ve gelişmeler Hattab’ın ilgisini çekiyordu. Filistin’deki intifada hareketi ve Afganistan’daki Sovyet işgali, adeta odak noktası haline gelmişti.

Afganistan’daki Arap savaşçıların liderlerinden biri olan Abdullah Azzam, Hattab’ın ilgisini özellikle bu mücadeleye yöneltmesinde büyük rol oynadı.

1988 yılında Afganistan’a gitme karan alan Hattab, Sovyetler Birliği’ne karşı savaşın devam ettiği bu bölgeye ulaştı. Mayıs ayında Afganistan’a gittikten iki ay sonra Suudi Arabistan’a hac nedeniyle geri döndü.

Hac vazifesini yerine getirdikten sonra tekrar Afganistan’a giden Hattab, bu kez memleketine geri dönmedi.

Hayatı boyunca Afganistan’da Usame bin Ladin de dahil olmak üzere Arap savaşçılarla yakın ilişkiler kurdu. Sovyetler’e karşı savaş sona ermek üzereyken Afganistan’a gelen Hattab ülkenin doğu kesiminde devam eden çatışmalara katıldı.

1989’da Sovyetler’in Afganistan’dan çekilmesinin ardından, Arap savaşçılar uzun vadeli yapılanmalar oluşturmak için eğitim kamplarına yöneldi.

Tacikistan zamanları

Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra Orta Asya’da birbiri ardına kurulan otoriter rejimler, Afganistan’daki savaşın etkisiyle baskı ortamı oluşturdu. Bu ortamdan etkilenen Tacikistan, 1992-1997 yılları arasında bir iç savaş yaşadı.

Tacikistan’daki İslami grupların talebi üzerine Hattab, buraya giderek Afganistan-Tacikistan sınırında grubunu konuşlandırdı ve Sovyet güçlerine karşı savaş başlattı.

Tacikistan sınırında ve ülke içerisinde bulunan dağlık kesimlerde bir süre savaşa devam etti. Ülkedeki durumun yatışması ve çabaların sonuç alamaması üzerine buradaki faaliyetlerini 1995 yılında bitirdi.

Ayrıca Tacikistan’da geçirdiği yıllarda bir el yapımı bombayı kullanırken bombanın elinde patlamasıyla sağ elinin iki parmağını kaybetti.

Çeçenistan’a geliş

1995 yılında Afganistan’a dönen Hattab, Kafkasya’daki savaşın farkına vardı. İlk başta bölgeye dair bilgisi olmadığından sadece birkaç hafta kalmayı planladı, ancak burada Çeçen liderlerle yaptığı görüşmeler, onu bu savaşta yer almaya ikna etti.

İlk olarak Şamil Basayev ile tanışan Hattab, onunla uzun yıllar sürecek bir işbirliği içinde oldu.

5970744955603368035 120

Aynı zamanda Çeçenistan’a ilk gittiği zamanlar buradaki savaşın İslami bir yapıya dayalı olmadığına, Çeçenistan Cumhurbaşkanı Cevher Dudayev’in bir Rus generali, Çeçenlerin de Sufiler olduklarına ve burada yaşanan mücadelede yer alınamayacağına dair gelen eleştirilerle ilgili, Dudayev ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Çeçen mücadelesindeki etkisi

Çeçenistan’a ilk ayak bastığında Arap, Dağıstanlı ve Çeçen savaşçılardan oluşan küçük birlikler kuran Hattab, zamanla askeri gücünü artırarak bölgedeki etkisini genişletti.

Bunun yanı sıra, İslami eğitim ve medya alanında da çeşitli organizasyonlar kurarak bu sahalarda etkin bir yapı oluşturdu.

Gerçekleştirilen saldırı ve eğitimleri kayıt altına alan Hattab, bunları kamuoyuna duyurarak savaşın seyrine dair bilgi aktarımı sağladı.

Hattab’ın kurduğu askeri birlik, Çeçen savaşında Rus ordusuna karşı kritik bir saldırı gücü haline geldi. Liderlik ettiği Arap ve Çeçen savaşçılardan oluşan grup, Rus askeri birliklerine yönelik dikkat çeken birçok saldırı düzenledi.

İlk savaş sona erdiğinde ve Ruslar 1996 yılında Çeçenistan’dan çekildiğinde, Çeçen hükümeti Hattab’ı cesaret madalyasıyla onurlandırarak ona tümgeneral rütbesi verdi.

Rus kuvvetlerinin geri çekilmesinin ardından Hattab, bölgedeki yapılanmasını daha da güçlendirmek için faaliyetlerini sürdürdü. Bu süreçte Usame bin Ladin gibi isimlerle irtibatını korudu.

1990’lı yıllarda Arap kökenli birçok cihat yanlısı grup farklı stratejiler izliyordu. Ladin’in grubu ABD’ye karşı küresel bir savaşa odaklanırken, Hattab’ın önceliği Kafkasya ve Orta Asya’da Rus nüfuzunu kırarak ortak bir cihat cephesi oluşturmak üzerineydi.

Şehadeti 

Hattab’ın Çeçenistan’daki başarıları, Rusya’nın onu ortadan kaldırma planları yapmasına sebep oldu. 19 Mart 2002 gecesi, Rus istihbaratı tarafından zehirlenmiş bir mektup kendisine ulaştırıldı.

Sinir gazı içeren bu mektubu açtıktan sonra zehirlenen Hattab, bu sebeple kısa süre sonra şehit oldu. Bu suikast, dönemin Rusya başbakanı Vladimir Putin tarafından doğrulanarak “Terörizme büyük bir darbe” olarak nitelendirildi.

image 2025 03 19 17 33 47

  1. Hattab, kendi anılarını anlatan kitabının arka kapağında, şu kısa paragrafa yer verir:

Allah’a yemin ederim ki yaşlı bir kadınla aramda şu diyalog geçtiği zaman ağladım:

“Ne zamana kadar direneceksiniz?”

Kadın: “Bizler, Ruslardan kurtulmak istiyoruz.”

Ona sordum: “Neden savaşıyorsunuz?”

Kadın cevapladı: “Müslüman gibi yaşamak istiyoruz, Ruslarla birlikte yaşamak istemiyoruz.”

“Mücahidlere ne verebilirsin?” dedim.

Kadın: “Hiçbir şeyim yok fakat üzerime giydiğim ceket var” dedi.

Bu nedenle ben ağladım, eğer bu yaşlı kadın bununla mücahidlere yardım edebiliyorsa biz neden korkuyor ve tereddüt ediyorduk? Böylece o gün, kardeşlerle davaya girmeye ve halkı eğitmeye karar verdim, bu ilk adımdı.

Kaynak: Mira Haber

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir