Adım adım laikliğe doğru: HTŞ’nin sanat sevgisi, şeriat sevgisine ağır bastı!

Geçtiğimiz haftalarda Şam’da gerçekleşen bir konserde yüzlerce kişi, müzik eşliğinde dans edip şarkılar söyledi. Bütün bunlar ise, yönetimi ele geçiren HTŞ’nin onayıyla gerçekleşti

Suriye’nin başkenti Şam’ın Antik Şehir bölgesinde düzenlenen bir etkinlikte Suriyeliler, yeni yönetimden alınan onayla birlikte bir konser düzenleyerek Esed rejimi vaktinde gerçekleştiremedikleri “kültürel yaşamlarına” geri döndü.

Konserde sahne alan şarkıcılardan biri olan Mahmud el Haddad izin için HTŞ’li yetkililere danıştığında, “konseriniz için gerekiyorsa korumalar bile göndeririz” yanıtını aldığını ve bu neticeyle gösterisini gerçekleştirdiğini söyledi.

Ayrıca müze ve antikalardan sorumlu bir hükümet yetkilisi olan Enes Zeydan, HTŞ hükümetinin “her tür ve biçimdeki sanata” kucak açtığını ve kültürel mirasın korunmasını teşvik ettiğini açıkladı.

Müzik aletlerimize zarar gelmesin(!)

Bunun yanı sıra Suriyelilerin, Taliban’ın Buda heykellerini yıkması veya 21 binden fazla müzik aletini imha etmesi gibi olayların yaşanmasından endişe edildiği belirtildi.

12 yıldır zulümden başka hiçbir şey görmemiş, hayatları tersine dönmüş bu milletin “en çok korktuğu” şeylerden biri, görüldüğü üzere müzik aletlerinin ve sanat eserlerinin imha edilmesi.

Suriye’yi “kültürüne kavuşturmak”

Söylenilenleri doğrulamak için olacak ki, geçtiğimiz ay Ulusal Müze’de çıplak insan resimlerinin yer aldığı bir tablonun da dahil olduğu tanınmış bir “sanatçının” resim sergisi yeniden açıldı.

Bunun yanında Dramatik Sanatlar Yüksek Enstitüsü’nde “çağdaş dans öğrencileri” provalarına kaldıkları yerden devam etti. Suriye Ulusal Senfoni Orkestrası da, Esed Rejimi’nin devrilmesinden bu yana ilk gösterisini gerçekleştirdi.

Bütün bunları gerçekleştiren ise, İdlib döneminde müzik dinlemeyi yasaklamış ve hatta manken kafalarının bile sergilenmesine izin vermeyen HTŞ. Bugün ise aynı liderle yoluna devam eden grup, müzelerde tamamen çıplak insan portrelerinin sergilenmesine izin vererek konser verecek şarkıcıları korumaya teşvik ediyor.

Esed rejiminden kaçmak için hayatının bir kısmını İngiltere’de geçirmiş olan Sara Shamma isimli Suriyeli bir ressam, 2012’de iç savaş çıktığından beri çizdiği resimleri sergilemek amacıyla “Echoes of 12 Years” (12 yılın yankıları) adlı sergisini Şam’daki Ulusal Müze’de açtı.

Shamma’nın sergisinde, içeriğinde tamamen çıplak bir insan figürünün bulunduğu büyük bir tablonun yanı sıra, birçok canlı tasvirinin yer aldığı resimler yer alıyor. Zaten bu sözde sanatçı, Suriye’den kaçtığı zamanlarda insan resmi çizmekten başka bir iş yapmışa benzemiyor.

Yeni cumhurbaşkanı bu duruma ne diyor?

Ahmed Şara, rejim düştüğünden bu yana Suriye’de şeriat yasalarının uygulanıp uygulanmayacağı, kadınların başörtüsü takması gerekip gerekmediği ve alkole izin verilip verilmeyeceği gibi soruları geçiştiriyordu.

Afganistan ile HTŞ arasında yapılan karşılaştırmaları da geri çeviren Şara, Suriye toplumunun “çok farklı” olduğunu ve hükümetinin kendi kültürü ve tarihiyle uyuşacağını söyledi.

Daha öncesinde de şeriatın gelip gelmemesinin “uzmanlara” bağlı olduğunu söylemişti. Peki eğer durum böyleyse, şeriat bir Afgan kültürü mü oluyor? Ya da Şam’ın İslam dolu tarihi, bu durumda yerini “çağdaş” bir kültüre mi bırakacak?

Şu ana kadar yeni yönetim kuran HTŞ’nin halen İslamcı bir çizgide olduğunu, şeriatın ve İslam kanunlarının kısa sürede geleceğini savunan ve bunların yalnızca geçici olduğunu düşünen kitlenin aksine Suriyeliler bizzat HTŞ’nin bu gibi etkinliklere izin verdiğini dile getiriyor.

Bununla birlikte şu ana kadar attığı adımlarla yeni yönetim, batı nezdinde kendine yer ayırmaya çalışıyormuşçasına hiçbir rahatsızlık dile getirmiş değil.

Aksine ünlü haber kanallarının aralarında bulunduğu bir çok medya kolu, HTŞ’nin bu gibi etkinliklere nasıl izin verdiğini haber yaparak onların artık “İslamcı cihatçılar” olmadığını ve batı dostu laikler olduğunu inandırma peşinde.

Kaynak: Mira Haber