Şam’ın fethiyle Esed’in işkence merkezlerinin kapıları açıldı, yıllarca karanlık duvarlar arasında hayatı kabusa dönen binlerce kişi özgürlüğüne kavuştu. Ancak ne yazık ki muhalif görüşleri sebebiyle İdlib zindanlarına hapsedilen Müslümanlar bu sevinci yaşayamadı.
Suriye’deki İslam alimlerinden Abdurrezzak Mehdi, yeni Suriye yönetimine seslenerek, başta Ebu Yahya el-Cezairi, Ebu Şuayb el-Mısri ve Ebu Süfyan el-Cablevi olmak üzere İdlib zindanlarında tutulan tüm Müslüman esirlerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Şeyh Abdurrezzak el-Mehdi:
“Her zaman olduğu gibi, Şam’daki yönetime, İdlib hapishanelerinde bulunan tüm düşünce tutuklularının serbest bırakılması yönündeki çağrımı yineliyorum. Bu tutukluların başında Şeyh Ebu Yahya Cezairi ve Ebu Şuayb el-Mısri gelmektedir. Ayrıca, izin almadığı için bir davet etkinliği sebebiyle tutuklanan Ebu Süfyan el-Ceblevi’nin de serbest bırakılmasını talep ediyorum. Böyle bir durum, uyarıyla çözülebilecek bir ihlal olup, dayak ve aşağılamayı gerektirmez.
İnsanlar şu soruyu soruyor: Neden eski rejimin sözcüleri olan birçok spiker ve gazeteciye karşı hoşgörü ve nezaket gösterilirken, on yıldan uzun süredir devrimcilerin ve mücahitlerin yanında yer alanlara aynı hoşgörü ve nezaket gösterilmiyor?
Dün, Duraid Lahham’ın (Gavvar), Al-Arabiya kanalındaki bir röportajını dinledim. Röportajda, bir kontrol noktasında kendisinden durmasını istediklerini söyledi. Arabadan indiğinde kontrol noktasındaki gençlerin yüzlerinde bir gülümseme gördüğünü ve içlerinden birinin, “Seni seviyoruz, sadece seninle bir fotoğraf çektirmek için seni durdurduk,” dediğini anlattı. Gavvar, bu gençleri övdü; tıpkı daha önce Beşar Esad, Hamaney ve Hasan Nasrullah’ı övdüğü gibi. Oysa Duraid Lahham’ın inançları herkesçe biliniyor ve kendisi, liderine tapan Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi’ne bağlı bir örgütün üyesidir.
Sizin işlerinize ve yöntemlerinize müdahale etmek istemiyoruz. Ancak şunu söylemek istiyorum: Rejimin sözcüleri ve benzerleriyle hoşgörü ve nezaketle davranılmasını tavsiye ediyorsanız, bundan daha öncelikli olarak mümin kullara hoşgörü ve nezaketle davranılmalıdır.”
HTŞ yönetimine yakınlığıyla bilinen Şeyh Abrurrezzak Mehdi’nin bu uyarıları dikkat çekicidir. Zira dengelerin bir anda değiştiği bölgedeki Müslüman grupların pek çoğu, yakın zamanda düzeleceğini ümit ederek yönetimin yanlış adımlarını ‘şimdilik’ görmezden geliyor. Ancak bardağı taşırabilecek bir damla suyun hangi felaketlere yol açabileceğini öngören alimler, peş peşe yayınladıkları nasihatlerle uyarıda bulunuyor.
Kaynak: Mira Haber