ABD’den İsrail’e ağır bombalar sevk edildi: Washington da katliama ortak

İsrail Savunma Bakanlığı, ABD’den tedarik edilen ağır MK-84 bombalarının ülkeye ulaştığını duyurdu. Açıklamaya göre, Trump yönetimi tarafından onaylanan 2 bin poundluk (907 kg) MK-84 bombaları deniz yoluyla İsrail’e sevk edildi ve Aşdod Limanı’nda boşaltıldı. Söz konusu mühimmatın, İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden saldırılarında kullanılması bekleniyor.

Bu sevkiyat, ABD’nin İsrail’e verdiği askeri desteğin devam ettiğini bir kez daha gözler önüne sererken, Washington yönetimi uluslararası kamuoyunda sert eleştirilere maruz kalıyor. Özellikle, İsrail’in saldırılarında binlerce sivilin hayatını kaybetmesi ve Filistin’de büyük bir insani kriz yaşanması nedeniyle ABD’nin silah sevkiyatlarının savaş suçlarına ortaklık anlamına geldiği yönündeki eleştiriler artıyor.

ABD, İsrail’in Saldırılarında Sorumlu Tutuluyor

İnsan hakları örgütleri ve bazı Batılı siyasetçiler, İsrail’in Gazze’deki operasyonlarının uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve ABD’nin sağladığı silahlarla bu saldırıların sürdürüldüğünü belirtiyor. Uluslararası Af Örgütü ve Human Rights Watch gibi kuruluşlar, ABD’nin İsrail’e sağladığı askeri yardımları durdurması gerektiğini savunarak, bu desteğin soykırım ve savaş suçlarına zemin hazırladığına dikkat çekiyor.

Ayrıca, Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri ve bazı bağımsız hukukçular, İsrail’in Gazze’de uyguladığı ağır bombardımanların sivil halkı hedef aldığına dair çok sayıda delil olduğunu belirtiyor. MK-84 bombalarının yüksek yıkıcı gücü nedeniyle yoğun nüfuslu bölgelerde kullanıldığında büyük çaplı sivil kayıplara neden olduğu biliniyor.

Washington’un Çifte Standardı: Hitler Kötü, Netanyahu ve Trump İyi mi?

Eleştiriler yalnızca İsrail’e yönelik değil, aynı zamanda ABD’nin küresel politikalarındaki çifte standarda da odaklanıyor. Tarih boyunca insanlığa karşı suç işleyen liderler arasında Adolf Hitler’in adı en çok anılırken, benzer şekilde tüm bir halkı yok etmeye yönelik politikalar izleyen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve onun en büyük destekçilerinden eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Batı dünyasında olumlu bir çerçevede değerlendirilmesi tepkilere neden oluyor.

Analistler, Hitler’in gerçekleştirdiği etnik temizlik politikalarının kınanmasının doğal olduğunu, ancak Filistin halkına yönelik sistematik saldırıların görmezden gelinmesinin, uluslararası hukuk ve insan hakları açısından büyük bir ikiyüzlülük örneği olduğunu vurguluyor. Netanyahu yönetimi altında İsrail’in, Gazze’de ve işgal altındaki Filistin topraklarında yürüttüğü operasyonların, Hitler dönemindeki zulmü aratmayan bir boyuta ulaştığı ifade ediliyor.

Biden Yönetimi Sessiz Kalmaya Devam Ediyor

Öte yandan, Joe Biden yönetimi, İsrail’e yapılan silah sevkiyatlarına yönelik eleştirileri görmezden gelmeye devam ediyor. Beyaz Saray, İsrail’in “meşru müdafaa hakkı” olduğunu savunarak, ABD’nin Tel Aviv’e verdiği desteği meşrulaştırmaya çalışıyor. Ancak, Gazze’de yaşanan sivil kayıplar ve insani felaket, bu söylemin inandırıcılığını büyük ölçüde zedeliyor.

ABD Kongresi’nde bazı Demokrat vekiller, Biden yönetimine İsrail’e yapılan silah yardımlarını durdurması için çağrıda bulunurken, Cumhuriyetçiler ise İsrail’e daha fazla destek verilmesini savunuyor. Bu durum, ABD siyasetinde de derin bölünmelere yol açmış durumda.

Filistin’de İnsanlık Dramı Sürüyor

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında şimdiye kadar binlerce sivilin öldüğü, yüz binlercesinin ise evsiz kaldığı bildiriliyor. Temel gıda, temiz su ve tıbbi malzemelere erişimin neredeyse imkânsız hale geldiği Gazze Şeridi’nde insani kriz her geçen gün büyüyor.

ABD’nin İsrail’e sağladığı silah desteğinin bu felaketi daha da derinleştirdiği belirtilirken, uluslararası toplumun sessiz kalması savaşın daha da genişleyebileceğine dair kaygıları artırıyor. İnsan hakları savunucuları, Batılı devletlerin İsrail’e verdiği desteğin sonlandırılmasını ve Gazze’de bir an önce ateşkes ilan edilmesini talep ediyor.

Ancak, şu anki gelişmelere bakıldığında, ABD’nin İsrail’e silah desteğini sürdüreceği ve Gazze’deki insani dramın derinleşmeye devam edeceği öngörülüyor.

Kaynak: Mira Haber