Yalan söyleyen Milli diye yutturulan tarih bunu yazmadı: Atatürk Filistin'de ne yaptı?
filistin cephemizde gercek hain kim 03

Yalan söyleyen Milli diye yutturulan tarih bunu yazmadı: Atatürk Filistin’de ne yaptı?

Filistin-Suriye Cephesi I. Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın isteği üzerine açılan bir cephedir. Osmanlı ordusu, 1915’te Birinci Kanal Harekatı’nı, 1916’da İkinci Kanal Harekatı’nı düzenledi. Amaç; Osmanlı İmparatorluğu’nun Süveyş Kanalı’nı ele geçirmesi ve Mısır’a yeniden sahip olmasıydı. Başarılı olunursa İngilizlerin Uzak Doğu’daki sömürgeleri ile bağlantısı kesilecekti.

Filistin Cephesi’nde Mustafa Kemal’in asıl görevi ne idi?

5 Temmuz 1917’de M.Kemal, Suriye-Filistin cephesinde Falkenhein kumandasındaki Yıldırım Ordularına bağlı 7. ordunun kumandanlığına tayin edilmişti. Bu birlikler, İngilizlerin batıdan Irak cephesine ulaşmasını engellemek üzere hassas bir vazife yapıyordu.

O zaman Filistin cephesinde üç ordu vardı: Merkezi Salt’ta 4. Ordu; Nablus’ta 7.ordu ve Tul Kerem’deki 8.ordu. Ordular, Yıldırım Orduları diye anılırdı. Cephenin umumi karargâhı Nâsıra’da idi ve Liman von Sanders(Alman komutan) de cephe kumandanıydı.

4. ordu kumandanı Mersinli Cemal Paşa, 8.ordununki Arapgirli Cevad Paşa ve 7.ordununki Mustafa Kemal Paşa idi. İsmet Bey ve Ali Fuat Paşa, 7.ordunun kolordu kumandanlarıydı. 

Mustafa Kemal cepheyi neden terk etti?

Harbe girmeye baştan beri karşı olan ve düşmanın kazanacağına inanan Mustafa Kemal, harbin her safhasında bir şekilde sıyrılıp tek taraflı barış yaparak elde kalanı tutma fikrini savunuyordu. Hatta bir ara Ali Fuat Paşa ile beraber yakın dostu Cemal Paşa’nın desteklediği bir darbe yapıp Enver Paşa’yı devirmeye bile teşebbüs etmişti.

3 Temmuz 1918’de tahta çıkan padişah, bir ay sonra Avrupa’dan dönen Mustafa Kemal’i tekrar 7. Ordu’nun başına getirdi. Ağustos sonunda Nablus’taki karargâha varışından birkaç gün sonra İngiliz taarruzu başladı. O zamana kadar cephede üstünlük, İngiliz kuvvetlerinde bulunsa bile, General Allenby bir türlü ilerleyemiyordu.

İngilizlerin talihi dönünce, Kemal Paşa, “Ordumla sahralar ve nehirler geçerek Şam’a ricata mecbur oldum. Burada çekilen meşakkatin izahı uzun olur” diyerek, en basit bir hâdiseyi bile tafsilatlı anlattığı halde, burada nedense sözü kısa kesmeyi tercih etmiştir.

Mustafa Kemal Paşa’nın komutanı olduğu 7.ordu çekilince neler oldu?

Kudüs’ün sukutu üzerine kuzeyde bir müdafaa hattı tesis edilmişti. 1918 yazında Filistin’deki Osmanlı-İngiliz cephesi, Ürdün’den Yafa ’ya kadar uzanıyordu. Üç ordudan ikisi cephenin batısında, biri doğusunda idi. Liman von Sanders doğudan bir saldırı beklediği için, bu kesime ağırlık veriyordu. 18 Ağustos’ta düşman taarruzu batıdan geldi. Bütün bu şehirler bugün İsrail, Filistin ve Ürdün’dedir.

31 Ağustos 1918’de cephe aniden çöktü ve süratli bir hezimet bunu takip etti. Önce merkezdeki 8. ordu; ardından da 4 ve 7. ordular dağıldı.

Kilometrelerce gerideki ordu kumandanları canlarını zor kurtardı. Liman von Sanders, gecelik entarisiyle Taberiye’ye; kolordu kumandanı Refet (Bele) Bey, pijamasıyla atına atladığı gibi Beyrut’a kaçtı. 8.ordu kumandanı Cevat Paşa, kalpağını alamadan kaçıp geldiği Şam’da İsmet Bey’i (İnönü) tellal bağırtarak aratmıştır. 

Suriye’de 400 yıllık Türk hakimiyetini sonlandıran savaş: Nablus Muharebesi

İngiliz Cephesi komutanı Allenby, Nablus Muharebesi ile 19 Eylül’de cephenin batısındaki Osmanlı müdafaa mevzilerini söktü. Açılan yolda hızla ilerleyen süvari birlikleri kıyı şeridini geçtikten sonra, iç kısımlara yöneldi. Kuzeydeki çekilme hatlarını kesti. Doğuda da geriye çekilmeye başlayan Osmanlı birlikleri, Hicaz demiryoluna bağlı hatları tutan Arap birliklerinin baskınlarıyla karşılaştı.

Yalan söyleyen Milli diye yutturulan tarih bunu yazmadı: Atatürk Filistin'de ne yaptı?

 

Suriye Cephesi, bu mağlubiyet üzerine bitmiş sayıldı.  Bütün Suriye’nin yolu düşmana açıldı. Düşman 1 Ekim’de Şam’a ve 25’inde Haleb’e girdi. Kemal Paşa düşman yaklaştıkça bu şehirleri tahliye ederek geriye çekiliyordu.

Böylece Suriye’de 400 senelik Türk hâkimiyeti son buldu. Bunda Suriye Valisi Cemal Paşa’nın halkı düşman eden idaresi yanında, cephe kumandanlarının basiretsizlikleri de rol oynamıştır. 38 günde 560 km. ilerleyerek 5 bin kayıp veren İngilizler, 75 bin esir ve 375 top ele geçirdiler. Hiç de hoş olmayan şartlar altında Mondros Mütarekesi’ni imzalamaya mecbur eden, işte bu hezimettir. 

Yalan söyleyen Milli diye yutturulan tarih bunu yazmadı: Atatürk Filistin'de ne yaptı?
7.ordudan geri kalanlar

Bu üç ordu, Kudüs’ün kuzeyinde tahkim edilmiş bir mevzide bir müdafaa hattı teşkil ediyordu. İngilizler sayıca üstündü ama, Osmanlı birlikleri de yeni ve ağır Alman silahları ile donatılmıştı. Diğer cephelerden farklı olarak, Filistin-Suriye’deki birliklerin mühimmatı ve morali yerindeydi.  İstanbul’un elverişli bir anlaşma için karşı koymaya bahane ettiği bu birliklerin bu kadar çabuk çözülmesi hayret uyandırmıştır.

Kemal Paşa’nın Allenby’nin istihbarat subayı ile öğle yemeği

Kemal Paşa, 27 Eylül gecesi görüştüğü meşhur İngiliz casusu Lawrence’dan; İngiltere’ye göre, Suriye ve Irak’ın geleceğinin Emir Faysal ve Genç Araplara ait olduğu; Türklerin, başkalarına ait topraklardan çekilmesi ve Anadolu’ya odaklanması gerektiği tavsiyesini almıştı. (Alan Palmer, Victory 1918).

Lord Kinross da Mustafa Kemal’in Arap topraklarının kaybına o kadar üzülmediğini söyler. Buralarda öteden beri sömürgecilerin gözü olduğunu iyi bilmektedir. Ancak Suriye’nin kaybı, Anadolu’nun da işgaline zemin hazırlamıştır.

Nitekim Allenby’nin istihbarat subayı Alexander Aaronsohn, 25 Ekim’de Haleb’e geldiğinde 7. ordu kumandanı ile görüşüp öğle yemeği yediğini; kendisine mağlubiyet için fazla üzülmediğini; Enver Paşa’nın itibarının kırılmasının daha mühim olduğunu söylediğini anlatır. (American Israelite, 1 March 1923; Border Cities Star, 30 August 1929).

Arap toprakları bitişi, Mondros’un imzalanışı, yeni hükümetin kuruluşu

Suriye cephesinin çökmesi üzerine 30 Ekim’de Mondros Mütarekesi imzalandı. Bu arada Haleb’in 40 km kuzeyinde kamp kuran Kemal Paşa, General MacAndrew’ya teslim oldu ise de, iyi muamele gördü ve bazı şartlarla serbest bırakıldı. Hatta General kendisine bir otomobil tahsis edip istasyona kadar uğurladı. Bunu o zamanki Filistin cephesinde İngiliz ordusuna dair yazılarıyla tanınan gazeteci, tarihçi ve politikacı Sir Henry Somer Gullett anlatıyor.

Adana’dan padişaha çektiği meşhur telgrafta, içinde kendisinin de bulunduğu isimlerden bir hükümet kurmasını teklif etti. Padişah, hâlâ itimat ettiği yaverinin dediklerini -bir tanesi hariç- yaptı; ancak nedense kendisini harbiye nâzırı tayin etmedi. Kemal Paşa, İstanbul’da Suriye bozgununun müsebbibi olmakla itham edildi ise de, padişah eldeki tek tük İttihatçı olmayan subaylardan biri olarak gördüğü yaverini himaye etti. Fevzi Çakmak hatıralarında, Kemal Paşa’nın bu sebeple kurşuna dizilmesine engel olduğunu anlatır.

Tarih ders kitaplarında bu ihanet yazmaz 

Bugün tarih kitaplarında bir ‘ülke’ kurtarılmış olmasına vurgu yapılsa da, Türk milleti İslam’ın kutsal değerlerinin bulunduğu toprakları yüzyıllardır süren hakimiyet sonrası binlerce esir vererek kaybetmiştir.

“Mustafa Kemal o kadar düşmanı nasıl yensin?” gibi savunmalara da cevabımız o cephede sadece İngiliz birlikleri vardı. Tüm dünya ile savaşan bir kumandan(!) bir ordunun başında durmaktan aciz miydi?

Liman Von Sanders Paşa Alman olduğu halde altı buçuk ay savundu cephesini… Bazılarımız inanmak istemese de Mustafa Kemal Alman komutan kadar olamadı ve Filistin Cephesi’nin haini olarak tarihe geçti…

Yalan söyleyen Milli diye yutturulan tarih bunu yazmadı: Atatürk Filistin'de ne yaptı?
İngilizlere teslim olan 70 bin Osmanlı Askeri

Kaynak: Mira Haber