Suud Veliaht Prensi Selman’ın Sözde “Değişim” Altındaki Kirli Siyaseti

​​​​​​​Muhammed Bin Selman’ın veliaht prens olmasının ardından hızlı bir değişim sürecine giren Suudi Arabistan, gelinen noktada Yemen’de insani krize, içerideki sözde kalan reform çalışmalarına ve Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle sonuçlandı.

Clash Report’un hazırladığı rapora göre, Suudi Arabistan, Muhammed Bin Selman’ın veliaht prens olmasının ardından hızlı bir değişim sürecine girdi.

Bu süreçte Suudi Arabistan’ın 2015’te Yemen’e yönelik müdahalesi başarısızlıkla sonuçlandı. Ülkede milyonlarca insan açlığa mahkûm edildi ve binlercesi yaşamını yitirdi.

2018’de ise kirli ortakları BAE ve Mısır’la birlikte Katar’a siyasi ve ekonomik ambargo uygulayan Suud yönetiminin bu hamlesi de başarısız oldu.

Muhammed bin Selman sözde reform adımları atarken, ülkedeki alimler, insan hakları savunucuları, aktivist ve gazeteciler muhalefet etmekten tutuklandı, işkenceye tabi tutuldu.

Yine aynı yıl gazeteci Cemal Kaşıkçı, doğrudan Prens Selman’ın emriyle ülkesinin İstanbul’daki konsolosluğundan alınarak vahşice katledildi. Bu katliamın ardından Selman, şirin gözükmeye çalıştığı batının tepkisiyle karşılaştı. Batıda Prens Selman ve Suud yönetimine karşı çok sayıda protesto gösterisi yapıldı.

Suud yönetimi, sarsılan imajını düzeltmek için ülkede batılı tarzda çeşitli konser ve festivaller düzenledi. Ancak, sarsılan imaj yine de düzelmedi.

Veliaht Prens, son dönemlerde batı medyası içinde bazı hisseler satın aldı. Sky News, Bloomberg, The Evening Standart ve son olarak da İndependent’tan hisse satın aldı. Selman’ın yakın arkadaşı olan iş adamı Muhammed Ebu el-Cadayel öncülüğünde satın alınan medya organları birer propaganda aracı olarak kullanılıyor.