12:02 Cuma / 29 Mart 2024 | 19 Ramazan 1445

Pearl Harbor Baskını’nın 79’uncu yıl dönümü

Japon İmparatorluk Donanması, Büyük Okyanus'ta önemli bir güç olarak görülen Birleşik Devletler (ABD) Pasifik Donanması'nı etkisiz hale getirmek için 7 Aralık 1941 tarihinde Pasifik Filosu ve askeri üslerine beklenmedik bir baskın düzenledi.

Pearl Harbor hava saldırısı, İkinci Dünya Savaşı'nın en önemli dönüm noktalarından biridir. Japon İmparatorluk Donanması, Büyük Okyanus'ta önemli bir güç olarak görülen Birleşik Devletler (ABD) Pasifik Donanması'nı etkisiz hale getirmek için 7 Aralık 1941 tarihinde Pasifik Filosu ve askeri üslerine beklenmedik bir baskın düzenledi.

Baskında aralarında sivillerin de olduğu, çoğu asker 2400 ABD'li öldü, bini aşkın ABD'li yaralandı. 8'i savaş gemisi 20 askeri gemi battı. Ayrıca askeri hava üslerine yapılan hava saldırısında çeşitli tiplerde 300 uçak tahrip edildi.

Saldırıyı düzenleyen Japon güçlerinin kaybı ise 64 asker, 5 askeri deniz aracı ve yaklaşık 30 askeri hava aracıydı.

Saldırıya giden süreç

Milletler Cemiyeti, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Avustralya ve Hollanda Japonya'nın Çin'e saldırılarından rahatsız olmuş, bu duruma uyarı ve diplomatik baskı uygulayarak karşılık vermişlerdi. Bu duruma karşılık olarak Japonya 24 Şubat 1933'te Milletler Cemiyetinden çekildi.

İlerleyen yıllarda Japonya'nın faaliyetlerinin devamı, Asya'da en etkin güç haline gelmeleri ve özellikle Pasifik bölgesini domine etmeleri, baskının artmasına yol açacaktı.

Ülkeye yönelik yakıt ambargosu, Japonya için durumu daha da ağırlaştırdı.

Baskı ve ambargo paralelinde Japonya'da hayat zorlaşırken, milliyetçi fikirler de yükseldi.

1940 yılında gelindiğinde, Japonya, Almanya ve İtalya'nın yanında saf tutacaktı.

Batı ile diplomatik görüşmeler 26 Kasım 1941'de Başbakan Hideki Tojo'nun kabinesine bir ültimatom olarak açıkladığı Hull Notası ile doruk noktasına ulaşarak düğümlendi. Japonya kendini, Amerika ve İngiltere'nin isteklerine uymak ile genişleme politikasına devam etmek arasında karar vermek durumunda buldu.

Saldırı hazırlıkları

Etki alanını bırakarak Pasifik'te çevrelenmeyi istemeyen Japonya, kaçınılmaz olarak gördüğü askeri yöntemi devreye sokacaktı.

Pearl Harbor saldırısının asıl amacı Pasifik'teki Amerikan deniz gücünü etkisiz hale getirmekti. Bu sonuç elde edildikten sonra, Pasifik'te etkili tek güç Japon donanması olacaktı. Japon ordusu, başarıyla sonuçlanacak saldırının bir yıla yakın bir zaman kazandıracağını ve böylece Birleşik Devletler filosunun toparlanmasına kadar geçecek süre içerisinde Japonya'ya rahat hareket etme avantajını kazandıracağını düşünüyordu. Pearl Harbor'a saldırının çalışmalarına 1941 yılının Haziran ayında başlandı ve İmparatorluk Donanması'nda plana karşı çıkanlar ile yapılan tartışmalar sonunda plan güçlükle onaylandı. Saldırı için eğitim ve tatbikatlar yıl ortasını bulmuştu.

Pearl Harbor Baskını

Japon saldırısı, Birleşik Devletlerle müzakerelerin kesilmesinden 30 dakika sonra başlayacak şekilde planlanmıştı. Yaz boyunca Japon Büyükelçisi Amiral Nomura Kichisaburo ve özel temsilci Saburo Kurusu'nun oluşturduğu Washington'daki Japon Büyükelçiliği diplomatları Hükümet birimleri ile Japonya'nın Hindiçin'e harekatına Birleşik Devletlerin tepkileri hakkında görüşmeleri idare ediyorlardı.

Hava saldırısı adaya yaklaştığında birkaç Birleşik Devletler uçağı vurulmuştu. Vurulan uçaklardan bir tanesi telsizle tam olarak anlaşılamayan bir uyarı göndermişti. Hava hücumu başladığında, diğer uyarılar hala işlemdeydi veya onay bekliyordu. Bu erken uyarılar zamanında mükemmel olarak algılansa bile etkili olacağı kesin değildi. Ordu Hava Kuvvetleri'nin, Japonların Pearl Harbor'a saldırdığı uyarısı üzerinden 10 saat geçmesine rağmen, Japonların Filipinler'de ulaştığı sonuçlar Pearl Harbor ile neredeyse aynıydı.

353 Japon saldırı uçağı iki kol halinde Oahu'ya ulaştı. Hawaii saatiyle 07:19'da (Japonya saatiyle 03:49) Yarbay Mitsuo Fuchida bütün uçaklara mors ile "Genel saldırı" anlamına gelen "To To To" emrini verdi ve 07:53'te "Biz sürpriz saldırı yapmaya başladık." anlamına gelen "Tora Tora Tora" şifresini bildirdi.

07:55'te (Japonya saatiyle 03:25) Binbaşı Kakuichi Takahashi komutasındaki pike bombardıman uçağının Wheeler Hava üssüne 250 Kilogram ağırlığındaki bombayı atmasıyla saldırı başlamıştı. Büyük ve sadece avcı uçağı üssü olan Hickam üssüne pike bombardıman uçakları saldırırken, korumasız torpido uçakları (Asıl hedefleri uçak gemileriydi) gemilere saldıracak olan 183 uçaktan oluşmuş ilk kolun önünde uçuyorlardı. 170 uçaktan oluşan ikinci kol Bellows hava üssü ve Ford Adası'na (Pearl Harbor'un ortasındaki Donanma ve Donanma Hava gücü üssü) saldırmaktaydı. Kayda geçen tek direniş, birkaç P- 36 Hawk ile P- 40 Warhawk'ın 25 sortisi ve donanmanın uçaksavar ateşi olmuştu.

Saldırı başladıktan 90 dakika sonra bitti. Saldırıda 2,335 asker ve 68 sivil (Birçoğu Amerikan uçaksavarlarının şarapnel ve kovanlarının sivil alana düşmesi nedeniyle) ölmüş ve 1.143 asker ve 35 sivil yaralanmıştı.

Amerikan kayıplarının neredeyse yarısı olan 1,102 kişi, Arizona'nın patlaması ve batması nedeniyle olmuştu. Bir bombardıman uçağının bıraktığı güçlendirilmiş 40 santimetrelik bir bomba, Arizona'nın iki zırhlı güvertesini geçip, ön taraftaki ana topun cephaneliğinde patlamış ve bu patlama geminin batmasına neden olmuştu.

Saldırı ABD ordusuna büyük darbe vursa da, çıkan savaşın sonucu daha farklı olacaktı.

Baskının sonuçları

8 Aralık 1941'de Birleşik Devletler Kongresi, sadece Montana'lı cumhuriyetçi Jeannette Rankin'in muhalif oyuna karşın Japonya'ya savaş ilan etti. Birleşik Devletler Kongresi kararında "Birleşik Devletlere, saldırı ve ilişkilerin kesildiğine dair notanın geç verilmesi ile hakaret edildiği, yaşanan olayların haince düzenlendiği" cümlesi yer almaktaydı. Başkan Roosevelt savaş ilanını aynı gün imzalayarak onayladı ve önceki günün "rezalet içinde yaşanılacak bir gün" olduğunu söyleyerek kongrenin duygularına gönderme yaptı. Sonuçta Birleşik Devletler Hükümeti askeri seferberlik üzerine yoğunlaşmış ve savaş ekonomisi oluşturmaya başlamıştı.

Amerikan kamuoyu 1941 yılı boyunca savaşa girmeyi desteklerken, önemli ölçüde savaşa karşı olanlar da vardı. Ancak, saldırıdan sonra Müttefik güçlerin daha sonra Casablanca Konferası'nda savaşın Mihver Devletleri'nin koşulsuz teslimiyetine kadar sürdürülmesi kararı almaları sonucuna temel olacak şekilde, bütün Amerikalıları Japonlara karşı birleştirmişti.

ABD ve Japonya arasındaki savaş 6-9 Ağustos 1945’te, Amerikan ordusunun Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atom bombası atmasıyla son buldu. Milyonlarca kişi hayatını kaybederken bu saldırı sonucu Japonya savaştan çekildi.

Kaynak: Ercan Çetinerler (havaciyiz.com), Mepa News

*Yayınlanan haberlerde yer alan düşünceler ve ortaya konulan fikirler veya kişiler Mira Haber’in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

DİĞER GELİŞMELER