04:48 Cuma / 19 Nisan 2024 | 10 Şevval 1445

Moskova, Astana garantörlerinin müzakereleri için hazırlıkları tamamladı

Müzakerelere, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen de katııyor ve insani yardım dosyası hususunda bir girişim başlatılmasını umuyor.

Rusya ğı, Astana müzakerelerinin yeni turunun 'ın başkenti Nur Sultan'da yapılmasına ilişkin düzenlemeleri tamamladı. Görüşmelerin yarın Rusya, Türkiye ve İran heyetleri ile Suriye hükümeti ve Suriye muhalefetinden heyetlerin katılımıyla başlaması bekleniyor.

Müzakerelerin bu turuna, Kızıl Haç örgütü temsilcileri ve mülteci dosyasındaki uluslararası komitelerin temsilcileri ile BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in de katılacağı öğrenildi.

Rus kaynakları Şarku'l Avsat'a, Rusya'nın müzakerelere hem diplomatik hem de askeri heyetlerle katılacağını belirttiler. Diplomatik heyetin başkanlığını, önceki turlarda da olduğu gibi Rusya Devlet Başkanı'nın Suriye Özel Elçisi Alexander Lavrentiev yürütecek. Savunma Bakanlığı'na bağlı olan askeri heyete ise Stanislav Haji Mammadov başkanlık edecek.

Rus çevreleri kısa süre önce Moskova'nın, Washington'un Nur Sultan'daki müzakerelere ABD'nin büyükelçilik düzeyinde katılma arzusunu gösteren sinyaller aldığını bildirmişti. 16 Haziran'da Cenevre'de Vladimir ve Joe Biden'ı bir araya getiren zirvenin ardından Rusya ile Washinton arasında sakin bir dönem yaşanmış fakat sonrasında Rus-Amerikan ilişkileri tekrar gerilmişti. Özellikle de Rusya'nın Amerika'yı, insani yardımlar meselesi ve kuzeydoğu Suriye'deki durum hakkında eleştirdiği ve “Suriye'nin zenginliklerini yağmalamak ve ayrılıkçı eğilimlere destek olmakla” suçladığı bir zeminde Amerika'nın toplantıya katılma isteğine dair bilgiler tam olarak doğrulanamadı.  

Rusya Dışişleri Bakanlığı, yeni tur müzakerelerin hazırlıklarının tamamlanması bağlamında, Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergei Vershinin ve Rusya Devlet Başkanı'nın Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev'in, BM Suriye Elçisi Geir Pedersen ile Suriye meselesinin çözümü için görüştüklerini duyurdu.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Suriye'deki mevcut durum hakkında ayrıntılı bir görüş alışverişinde bulunularak, Suriyelilerin kendilerinin yürüttüğü siyasi sürecin BM'in yardımıyla güçlendirilmesinin önemi vurgulandı. İki taraf da, uluslararası insani hukuku kuralları, ve BM Genel Kurulu kararları uyarınca Suriye'ye kapsamlı insanı yardım sağlanması gereğinin ı çizdiler” ifadelerine yer verildi.

Rusya'nın açıklamasında insani yardım konusuna atıfta bulunması, yaklaşan müzakerelerde bu meseleye olan ilgisini gözler önüne seriyor.

Rus diplomatik kaynakları Şarku'l Avsat'a, Moskova'nın, Astana Grubu'ndaki iki ortağıyla (Türkiye ve İran) grubun uluslararası insani yardım konusundaki rolünü etkinleştirmek adına yeni bir formüle ulaşmak için çalıştığını belirttiler. Batı'nın, garantörlerinin faaliyetlerine bağlı bir mekanizma kurmak için Moskova ile işbirliği yapması durumunda bu yaklaşımının kabul edilebilir bir çözüm olacağını ifade ettiler.

Kaynaklar, tüm hareketlerini Suriye hükümetiyle koordineli şekilde gerçekleştiren Astana Grubu'nun, bu konuda arabulucu rolünü oynayabileceğine inanıyor. Moskova, Batılı ülkeleri, geçen yıl kapatılan iki insani yardım geçiş kapısının yeniden açılması için bir karar taslağı sunmak ve ısrar etmeleri durumunda, Güvenlik Konseyi'ndeki veto hakkını kullanmakla tehdit etmişti. BM, Suriye'ye yardım götürme yetkisini bir yıl daha uzatmayı teklif ederken Rusya buna karşı çıkıyor. Rusya, BM'in yetkisinin sona erdirilmesi ve insani yardımlar sorununun yeni mekanizmalar yoluyla ele alınması yönünde ısrar ediyor.

Rus çevreleri, Moskova'nın, şu anda faaliyette ve tek geçiş kapısı olan Bab el-Heva Sınır Kapısını işleterek insani yardım getirmeye devam etmeyi kabul edeceğini, ancak bunun, Türk tarafıyla yapılacak düzenlemelere bağlı olduğunu aktardılar.

Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, bu amaçla birkaç gün önce Türkiye'yi ziyaret etti. Rus çevreleri, Moskova'nın bu ziyaretle, Türkiye'nin de kapatılmasına karşı olduğu Bab el-Heva Sınır Kapısı hususunda Türkiye ile bir uzlaşma yolu bulmaya çalıştığını düşünüyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Danışmanı Rami al-Shaer dün yayınladığı bir makalede, yaklaşmakta olan Astana müzakerelerinden beklentilere atıfta bulundu. Makalesinde şu ifadeler yer alıyordu: “Batılı ülkeler, karar taslağını şu anda sunulan biçimde sunmakta ısrar ederlerse Moskova, Güvenlik Konseyi'ndeki veto hakkını kesinlikle kullanacaktır. Batı, her zaman olduğu gibi, Suriye'deki mevcut insani yardım krizinin çözümünü kendilerinin temsil ettiğini iddia ederken tamamıyla doğru konuşmuyor. Suriye'deki asıl sorun, saçmalık derecesinde kötüleşen yaşam şartlarında yatıyor. Buna da, Suriye halkı için toplu bir cezaya dönüşen Batı yaptırımları neden oluyor. Görünen o ki Batılı ülkelerden hiçbiri Suriye halkının koşullarını iyileştirmekle ilgilenmiyor. ile siyasi manevralar gerçekleştirmeye odaklandıklarından, insanların durumu ile ilgili meselelere bakamıyorlar.”

Rami al-Shaer, makalesine şu şekilde devam etti: “Rusya, Astana sürecinin tarafları olan ve Tahran'la koordineli olarak, önümüzdeki toplantının en önemli eksenlerinden biri olacak insani yardım dosyasını sunmak üzere harekete geçmiş durumda. Eğer Batı, Suriye halkının insani durumunu gerçekten iyileştirmeye istekliyse, bunun için en olası çözüm, insani yardımın girişi için Şam hükümetiyle tam bir koordinasyon içinde çalışan Astana Grubu ile iş birliği yapmasıdır.”

Rusya Dışişleri Bakanlığı Danışmanı makalesinde, Astana Grubu'nun, Şam ile iş birliği içinde insani yardım girişini düzenlemek için uygun formüller bulmaya hazır olduğunu ifade etti. Bu toplantının, ateşkesin pekiştirilmesi ve İdlib hususunda önceden alınan kararların uygulamaya konulması için bir mekanizma kurulması gibi konuların yanı sıra, askerden arındırılmış bir bölgenin kurulması, ağır silahlı savaşçıların geri çekilmesi, uluslararası yolların açılması, teslim olan veya silahlarını teslim edeceğine söz veren savaşçıların durumlarının değerlendirilmesi ve bunların herhangi bir güvenlik kovuşturmasına maruz kalmamalarının sağlanması gibi konulara odaklanacağını aktardı.