2020’ye ABD’nin Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’ye düzenlediği suikastla giren ve yılın sonu yaklaşırken nükleer programın mimarlarından Muhsin Fahrizade’yi İsrail’e mal edilen suikastta kaybeden İran’da, istihbarat zaafı tartışmaları başladı.
İran nükleer programının kilit isimlerinden Muhsin Fahrizade’nin 27 Kasım’da Tahran eyaletinin Demavend ilçesine bağlı Abserd bölgesinde aracına düzenlenen silahlı saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından, reformcu kesimler, suikastta İran istihbarat birimlerinin zaafı olduğunu iddiasını tartışmaya açtı.
Tartışmalarda ABD ve İsrail istihbaratının İran’ın en önemli birimlerine sızdıklarını öne sürüldü.
Bunun üzerine Instagram’dan paylaşım yapan İran Hükümet Sözcüsü Ali Rebii, “Bu tür terör olaylarının ardından büyük bir psikolojik operasyon devreye girer. Bu şekilde istihbarat ve güvenlik kurumları zayıflatılmamalıdır” dedi.
Fahrizade suikastının, ABD Başkanı Donald Trump sonrası dünyanın daha az gerilimli bir düzene kavuşma ihtimalinden rahatsız olanlar tarafından gerçekleştirildiğini söyleyen Rebii, saldırının amacını şöyle dile getirdi:
“Toplumun huzuru ve bölgenin güvenliğini bozmak, insanları ümitsizliğe sevk etmek, Tahran’ın güttüğü stratejide kafa karışıklığı meydana getirmek ve İran’ı düşman tarafından tasarlanan sahada oynamaya zorlamak.”