Mira Haber Dünyanın her yerinden özgürlük tadında haber 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nde, Uluslararası Demokratlar Birliği heyetini kabul programında konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nde, Uluslararası Demokratlar Birliği heyetini kabul programında açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları ise şöyle:
Meselesi millet ve memleket olan herkese kapımızı açık tutmalıyız. Herkesi birlik çatısı altında buluşturmaya çalışmalıyız. Mevcut üyelerimizle bağlarımızı tazelerken yeni üyelerimi partimize kazandırdık. Siyasette olduğu gibi sivil toplumda da görev değişimi bir zorunluluktur.
AK Parti bünyesinde geçen seneden beri sürdürdüğümüz yeni üye seferberliğimi çok güzel bir örnek teşkil ediyor. 1 milyon 300 bin üyeyi bünyemize kazandırdık.
Bizler oturduğu koltuklardan, sahip olduğu payelerden güç alan değil, bu payelere güç veren insanlar olmalıyız.
Salgın dönemi Türk pasaportu yaşamamızın güvenini tüm vatandaşlarımıza yaşattığımız bir kez daha düşünüyorum.
AK Parti bünyesinde geçen seneden beri sürdürdüğümüz yeni üye seferberliğimi çok güzel bir örnek teşkil ediyor. 1 milyon 300 bin üyeyi bünyemize kazandırdık.
“Salgın döneminde Türk olmanın gururunu tüm vatandaşlarımıza yaşattık”
Bizler oturduğu koltuklardan, sahip olduğu payelerden güç alan değil, bu payelere güç veren insanlar olmalıyız. Şahsımız dahil kimsenin bu unvanları, makamları araç olmaktan çıkartıp amaç haline getirmesine rıza gösteremeyiz.
Son 1 yıldır insanlık olarak koronavirüsle mücadele ediyoruz. Gelişmiş ülkeler dahil birçok ülkeyi hazırlıksız yakalanan ülkelere rağmen Türkiye bu süreci başarıyla yönetmiştir. Cumhuriyet tarihinin en büyük tahliye operasyonunu gerçekleştirerek, 141 ülkeden 100 binden fazla vatandaşımızı ailesiyle buluşturduk. Türkiye tarihi ile medeniyet birikimi ile vatandaşlarına sahip çıkmasıyla büyük bir devlet olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Salgın döneminde, Türk olmanın gururunu, Türk pasaportu taşımanın güvenini bir kez daha tüm vatandaşlarımıza yaşattığımıza inanıyorum. Sadece salgın döneminde ortaya çıkan tablo bile ülkemizin son 18 yılda nereden nereye geldiğini göstermeye kafidir.
“Saldırılar ısrarla “fikir özgürlüğü” denilerek görmezden geliniyor”
Ülkemizi hedef alan saldırıların hiçbiri tesadüf değildir.
Müslümanların mukaddes değerlerine yönelik saldırılar, fikir özgürlüğü parantezine alınarak ısrarla görmezden geliniyor.
Neredeyse her gün sırf Türk ve Müslüman olduğu için saldırıya uğrayan bir insanımızın haberini alıyoruz.
Türkiye’nin Libya’da, Suriye’de, Ege’de, Doğu Akdeniz’de, en son Dağlık Karabağ’da bileğini bükemeyenler, asimetrik yöntemlerle, asılsız iddia ve ithamlarla çelme takmaya çalışmaktadır.
“Müslümanlar çift yönlü bir cendereye alınıyor”
Batı dünyası zehirli bir sarmaşık gibi günden güne büyüyen bu tehdit karşısında önlem almamakta ısrar ediyor. Müslümanların mukaddes değerlerine yapılan saldırılar görmezden geliniyor. Eş zamanlı olarak Avrupa İslamı, Fransa İslamı gibi projelerle Müslümanlar çift yönlü bir cendereye alınıyor. Bu bir asimilasyon projesidir. Giderek yaygınlaşan bu projeye karşı hep birlikte mücadele etmemiz şarttır.
“Başkonsolosluklarımıza bildirin”
Türklerin veya Müslümanların konumuyla ilgili herhangi bir meselede başta sizler olmak üzere tüm kurumlarımız aktif sorumluluk üstlenmelidir. Sizlerden ricamız, vatandaşlarımıza yönelik ırkçı, ayrımcı, İslam düşmanı muamelelerin büyükelçilik ve başkonsolosluklarımıza bildirmenizdir. İlgili tüm kurumlarımız özellikle eğitim ve din hizmetleri alanında üzerine düşenleri yapıyor. Bununla birlikte bu alanda halen ciddi eksiklerimizin olduğunu biliyoruz. Sizlerin de eğitim çalışmalarına dahil olmanızda bu bakımdan büyük fayda görüyorum. Avrupa’daki Türklerin müreffeh geleceği için gereken adımları hep birlikte atacağımıza inanıyorum.
