Son dönemde Siyonist İsrail ordusu, Suriye’nin güneyindeki Dera ve Kuneytra vilayetleri arasında kalan köylerde sessizce ilerleyişini sürdürüyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin raporlarına göre, İsrail askerleri bölgede kontrol noktaları kurarak sivillerin kimlik kontrollerini yapıyor hatta evlerde aramalar gerçekleştiriyor. Bu durum, özellikle Sayda El Golan ve El-Rafid gibi köylerde büyük bir endişeye yol açıyor.
İsrail’in bu işgal ve tacizleri, HTŞ’nin Aralık 2024’teSuriye yönetimini ele geçirmesiyle eş zamanlı olarak başladı. İsrail’in, güvenlik bahanesiyle Suriye topraklarında bir tampon bölge oluşturma stratejisi kapsamında, Golan Tepeleri’nde ve özellikle Kuneytra bölgesinde işgali genişlettiği görüldü.
İşgalciler, Kuneytra ve Dera’daki köylerde yeni askeri mevziler kuruyor, tarım arazilerini tahrip ediyor ve tıpkı Filistin’de olduğu gibi altyapıya ciddi şekilde zarar veriyor. Özellikle El-Rafid ve Sayda El Golan’da kurulan kontrol noktaları, sivillerin hareket özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtlıyor. Bununla beraber İsrail ordusu, Suriye’nin silah ve mühimmat depolarını vuruyor.
Diplomasi Eşliğinde Sessiz İstila
Peki Suriye’nin yeni lideri Ahmed eş-Şara tüm bunlar olurken ne yapıyor?
İsrail’in bu ilerleyişini sözle eleştirse de Şara’nın asıl gündemi ülkesinin parsel parsel işgal ediliyor oluşu değil. O, peşinen yaptığı açıklamada ‘Suriye’nin şu anda yeni bir çatışmaya giremeyecek durumda olduğunu ve İsrail’le herhangi bir düşmanlık istemediğini’ ortaya koymuştu. Bütün yaptığı, uluslararası topluma yarım ağız bir çağrıyla işgalin durdurulmasını talep etmek oldu. “İyi güzel de, İsrail bugüne kadar kimi dinlemiş ki senin çağrının bir etkisi olsun?” soruları eşliğinde eleştiriler, Şara’nın Batı ile anlaşarak elde ettiği makamda İsrail’e karşı çıkamayacak konumda oluşu ihtimali üzerinde yoğunlaşıyor. Elbette Siyonistler bu gürültülere kulak asmadan kendi ‘kutsal’ planları doğrultusunda hedeflerine doğru adım adım ilerliyor.
Şara, ülkenin arka kapısı açık unutulmuşçasına (kasten açık bırakılmış da olabilir) güneyde olanları görmezden gelerek diplomasi trafiği ile meşgul oluyor. Son haftalarda artan uluslararası ziyaretler, tebrikler, görüşmeler iki farklı Suriye tablosu ortaya koyuyor.
Uluslararası Tepkiler ve Gelecek Senaryolar
BM, İsrail’in Suriye’deki işgal faaliyetleri için, 1974 ateşkes anlaşmasını ihlal ettiği suçlamalarını yöneltti ve işgale son verilmesi çağrısında bulundu. Bu açıklamaların İsrail’de nasıl bir yankı uyandırdığını tahmin etmek zor değil.
Öte yandan, İsrail’in bölgedeki kalıcı varlığına dair işaretler de artıyor. Uydu görüntüleri, Kuneytra ve Dera’da yeni askeri üslerin inşa edildiğini ve bölgenin altyapısının İsrail lehine değiştirildiğini gösteriyor. Bu durum, İsrail’in Suriye’nin güneyini uzun vadede kontrol altında tutma niyetini ortaya koyuyor.
İşgalin ucu nereye dayanacak?
İsrail’in Suriye’nin güneyinde sinsice ilerleyişi, bölgede yeni bir gerçeklik yaratıyor. Sivillerin yaşamına, kritik askeri hedeflerin bombalanması..Bir yanda Şam’ın diplomasi trafiği akarken diğer yanda İsrail hiçbir engelle karşılaşmadan ilerleyişini sürdürüyor.
Bu süreçte, Şara’nın İsrail’e karşı takındığı müsamahakar tavrı daha ne kadar sürdüreceği ve asıl önemlisi, İsrail’in işgali ne kadar ileri götüreceği belirsizliğini koruyor.
Kaynak: Mira Haber