Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Suriye’de cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Ebu Muhammed el-Cevlani’yi telefonla arayarak tebrik etti. Trudeau, görüşmede Kanada’nın Suriye halkına desteğini vurgulayarak, yaptırımların hafifletilmesi ve insani yardımların artırılması için çalışma sözü verdi. Ayrıca, Suriye ile diplomatik ilişkilerin güçlendirilmesi adına özel bir temsilcinin bölgeye gönderileceğini ifade etti.
Cevlani ise Trudeau’ya teşekkür etti ve Kanada’nın yıllardır Suriyeli mültecilere ev sahipliği yaparak gösterdiği insani çabaları takdir ettiğini belirtti. Görüşmede, Suriye ile Kanada arasındaki ilişkilerin daha sağlam bir temele oturtulmasının önemine değinen Cevlani, iki ülke arasında ekonomik, insani ve siyasi işbirliğinin geliştirilmesine yönelik adımların önemini vurguladı.
Cevlani’nin göreve geldiği günden beri uluslararası arenada kabul görmek ve Batı dünyası başta olmak üzere söz sahibi ülkelerle sağlam diplomatik ilişkiler kurmayı hedefleyen bir politikayı öncelediği dikkat çekiyor.
Yeni Bir Akım: Cevlânizm
Öte yandan, El-Cevlani’nin liderlik tarzı ve siyasi manevraları, İslam dünyasında ve uluslararası arenada farklı yorumlara neden oluyor. Kimi kesimler onu Batı ile uyumlu, pragmatik bir lider olarak değerlendirirken, bazı çevreler onun İslami ilkelerden uzaklaştığını öne sürerek eleştiriyor. Bu bağlamda, “Cevlânizm” adı altında şekillenen yeni bir akımın ortaya çıktığı görülüyor.
Cevlânizm, radikal söylemler yerine daha ılımlı, diplomasiye dayalı bir yönetim anlayışını benimseyen, ancak geleneksel İslami çerçeveden uzaklaştığı düşünülen bir liderlik modeli olarak tanımlanıyor.
Bu yeni eğilim, özellikle İslami kesimler içinde tartışmalara yol açarken, El-Cevlani’ye yönelik bakış açılarının da giderek keskinleşmesine neden oluyor. Kimi Müslüman gruplar, onu bölgesel denklemleri lehine çevirebilen bir lider olarak görürken, bazıları ise onun Batı ile yakınlaşmasını eleştiriyor. Buna karşın, küresel aktörler, El-Cevlani’nin Suriye’deki yeni döneminde nasıl bir yön çizeceğini yakından takip ediyor.
Önümüzdeki süreçte, El-Cevlani’nin uluslararası diplomasiye nasıl yön vereceği ve Cevlânizm kavramının nasıl bir boyut kazanacağı merakla bekleniyor.
Kaynak: Mira Haber