photo 2025 02 08 11 49 52

Esed ailesi gitti Şaraa ailesi geldi: Anayasadaki 10 farkı bulabilecek misiniz?

Suriye’de demokrasi ile mi hükmedecekler diye soran çok oluyor. Eğer kasıt Türkiye tarzı bir demokrasi ise elbette böyle bir demokrasi ile hükmetmeyeceklerdir. Esad döneminde bile böyle bir demokrasi yoktu. Esad dönemi anayasasında da İslam fıkhının güçlü bir yeri vardı. Medeni hukuk neredeyse Hanefi fıkhından kopyalanmış gibiydi. Nikah, talak ve miras meseleleri fıkhın etrafında dönüyordu.

İngiltere vatandaşı bir arkadaşımın savaşın hemen öncesinde Müslüman olduğunu ispat edemediği için Suriyeli bir kadınla evlenemediğini hatırlıyorum. Aylarca çözmeye çalışmış hatta çatışmaların ortasında kalmıştı. Zaten Esad’ın bel’amları buna tutunuyor ve devletimizin dini İslam, Esad da İslam’la hükmediyor; ona itaat vacip, isyan ise haramdır diyorlardı.

Yeni yapılacak anayasanın eskisinden bu anlamda çok farklı olmayacağını maalesef biliyorum. Neredeyse bütün Arap ülkelerinde olduğu gibi yasanın kaynağı İslam hukukudur maddesini ilk madde yapıp içini beşeri teşri ile dolduracaklar. Esad’ın belamları nasıl ki fıkıhta genişlik var, kadı içtihad etmiş ama isabet edememiş diyor idiyseler yeni rejimin borazanları da aynı şeyi söyleyecekler. Ki adalet bakanları mevcut anayasanın Hanefi fıkhına uygun olduğunu söyleyip sinyal veriyordu yakın zaman önce. İslam devletine karşı ayaklanmışız da haberimiz yokmuş anlaşılan.

Yeni anayasa ortaya çıktığında çok basit bir şey yapın: Eski anayasa ile yenisini yan yana koyup on fark bulmaya çalışın. Ben de ararım ama maalesef gözleri epey bozduk, çok küçük yazılmışsa bulamam. Farkı bulursanız bana da haber edin olur mu?

Bu meseleler beni de baydı, artık daha fazla gündemime almak istemiyorum. ÖSO Şam’a girdiğinde beklentimi sadece esirlerin kurtarılacak ve zindanların şimdilik boşalacak olması, Nusayri ve Rafizi baskısının biteceğine sevinmekle sınırlı tuttuğumu söylemiştim.

Maalesef zindanların yeni rejimin muhalifleriyle, özellikle hüllenin karışmadığı bir İslami yönetim isteyenlerle dolacağı günler yakındır. İdlib zindanlarında tecrübe ettiklerini büyük bir titizlikle ülke geneline yayacaklardır. Kimi borazanların dilinden düşürmediği gibi: Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.

Mücahidler Allah’ın dini en yüce olsun diye 20 yılda bir en az on yıl süren savaşlarda savaşıyorlar. Bedeli onlar ödüyor, onların kolları bacakları kopuyor. Yurtlarından kaçıyor, geri dönme umudunu yakıyorlar. Lakin her seferinde savaş sona erince pepsinin başındakileri altın tepside en üste yerleştiriyorlar. Esad ailesinin yerini Şara ailesi alıyor; Mahir’in yerine yeni bir Mahir’i mahirce getiriyorlar. Maalesef bitmek bilmeyen trajedimiz bu!

Bundan sonraki süreci nerede hata yaptığımızı, kanlarımızın niye pepsiden daha değersiz olduğunu düşünmekle geçireceğim. Siz de düşünün! Korkmayın, kafanız acımaz. Vesselam

Salih Seriyye

https://t.me/SeriyyeSalih058

Bir Cevap Yazın