20250206 005300 0000

Suriye’nin Erdoğan’ı mı doğuyor?

Ahmed Şara’nın, ‘Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’ sıfatıyla Ankara’ya gelişi, hem siyasi hem de toplumsal açıdan dikkat çeken bir ziyaret oldu. Ancak bu ziyaret, Şara’nın geçmişi ile bugünü arasındaki çarpıcı farklılıkları da gözler önüne serdi.

Ahmet Şara, bir zamanlar İslam davası uğruna canını ortaya koyan önemli ve örnek bir figür olarak görülüyordu. Ancak genç yaşında çıktığı ve onu Şam sarayından içeri sokan cihad yolculuğunun sonunda bugün artık bambaşka bir kimliğe büründü. Fikirleri, idealleri ve Ankara ziyaretinde görüldüğü gibi yeni yaşam tarzıyla Şara artık bambaşka biri.

Erdoğan’ın izinde mi?

Bu ani değişim bize, Erdoğan’ın Milli Görüş kimliğinden sıyrılıp Batı’yla tam uyumlu bir profile büründüğü 2000’li yılları hatırlatıyor. Şara’nın da, uluslararası arenada kabul gören bir aktör olma adına, mücahid kimliğini bir kenara koyduğu anlaşılıyor. Ankara’da iki liderin görüşmesi esnasında eşlerin buluşması ve ardından basına yansıyan görüntüler, Ahmed Şara’nın Erdoğan’ın yolunda yürüdüğü yönünde eleştirileri gündeme taşıdı. 

Bugün geldiği nokta, onun ideolojisindeki keskin kırılmayı gözler önüne seriyor. Siyasi söylemleri ve yaşam tarzı artık geçmişteki “mücahid” kimliğiyle örtüşmüyor. Özellikle eşi Latife El Durubi’nin Türkiye ziyaretinde boy göstermesi ve Emine Erdoğan ile bir araya gelip poz vermesi, İslami camiada hararetli tartışmaların kapısını araladı. 

Bu bağlamda örnek sayılabilecek Taliban liderlerinin eşlerini hiçbir zaman bu şekilde ön plana çıkarmadığı düşünüldüğünde, Şara’nın bu tutumu, onun Erdoğan’ın başını çektiği “seküler muhafazakârlığa” eklemlenmesi olarak yorumlanıyor. Öte yandan Taliban’ın bir türlü kabul görmediği dünya siyasetinde, terör listesindeyken bir anda muhatap alınan siyasi bir figür haline gelmesi aslında durumu özetliyor. 

AKP’nin yörüngesine mi giriyor?

Müslüman cemaat, Ahmet Şara’nın kişisel dönüşümünün de ötesinde, Şam yönetiminin AKP’nin güdümünde bir yapıya dönüşmesi tehdidiyle yüzleşmiş oldu. 

Cevlani olarak liderliğini yaptığı davaya bugün Ahmed Şara kimliğiyle sırt dönmesi, onun Suriye’nin Erdoğan’ı olacağı ve ülkenin de Türkiye’nin küçük bir kopyası olacağı endişelerini tetikledi.

Buna bağlı olarak Erdoğan ve AKP’nin yıllar içinde Türkiye’deki muhafazakârları dönüştürdüğü gibi, Şara’nın liderliğinin de önceliği İslam davası olan Suriyelileri hakikatten koparma tehlikesi hiç de uzak durmuyor. Şam’ın fethinden beri Cevlani ve HTŞ yönetimine nasihat ve uyarılarını esirgemeyen ilim ehlinin sözlerinin görmezden gelinmesi, bu sonu kaçınılmaz kılıyor. 

İstikametten şaşanlar da hedef olacak

Netice olarak Allah’ın hükmünü kabul etmeyenlere karşı ayaklanan mücadele, bugün karşısında davayı omuzlayan isimleri buldu diye son bulacak değil.

Bu kutlu dava, yeryüzünde Allah’ın hükmü galip oluncaya kadar farklı omuzlar üzerinde taşınacak, farklı dava adamlarının kanıyla yazılacak. Ancak bu kez, devrim yolunda istikametten sapanlar da Allah adına verilen mücadelenin meşru hedefi olacak.

Kaynak: Mira Haber 

Bir Cevap Yazın