Suriye lideri Ahmed Eş-Şara, Cumhurbaşkanı sıfatıyla The Economist’e çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ahmed eş-Şara, Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak göreve başlamasının ardından ilk röportajını verdi.
Başından beri özgürlük, her kesimin temsil edildiği yönetim, azınlık hakları gibi vurgular yapan Ahmed Şara nihayet baklayı ağzından çıkarmış oldu. Şara, yeni Suriye için yönetim modeli olarak daha önce sinyalini verdiği ama açıkça ifade etmekten imtina ettiği “demokrasiyi” ilk kez Batı basınında dillendirdi.
Bu açıklamayla, HTŞ’nin adım adım İslam devleti kuracağına inanan iflah olmaz hayalperestlere de cevap vermiş oldu.
Ahmed Şara’nın açıklamalarından önemli satır başlıkları şöyle;
“Suriye’nin tek bir kişi tarafından yönetileceğini düşünmek yanlıştır. Ülkede hukuk çerçevesinde özgürlük sağlanacaktır.
Bizim bölgemizde demokrasi farklı şekillerde tanımlanıyor. Eğer demokrasi, halkın yöneticilerini ve parlamento temsilcilerini seçmesi anlamına geliyorsa, o zaman evet, Suriye bu yolda ilerliyor.
Suriye, doğal yapısına uygun, yönetim biçimi cumhuriyet olan, parlamentosu, yürütme organları ve birbiriyle işbirliği yapan organları bulunan bir ülkedir.
Şu anda siyasi partilerin faaliyetlerini düzenleyen bir kanun bulunmamaktadır. Bireysel yetkinliklere güveniyoruz ve yeni hükümette yüksek nitelikli uzmanların yer almasını planlıyoruz.
Görevlerin siyasi olarak bölünmesinden kaçınmaya çalışıyorum ve atamalarda temel kriter olarak liyakata odaklanacağım. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması 4-5 yıl sürecek.”
Dün dündür, bugün bugün!
Batıyla, Rusya’yla ve Suudilerle barışan, İran’a dostluk elini uzatan HTŞ için SDG ile anlaşmaya varmak neden imkansız olsun ki? İdeolojisini baştan sona güncelleyen bir yapı için terör örgütleriyle masaya oturup anlaşmazlıkları en aza indirmek pekala mümkündür.
SDG ile uzlaşı mesajı veren ve tüm grupları içine alan ortak Suriye ordusu hedefleyen Şara, Türkiye’nin teröristlere yönelik operasyonunu engellediğini söylererek terör örgütüyle müzakere edildiğinin altını çizdi.
“Herkes Suriye’nin birliğini onaylıyor ve bölünme ihtimalini reddediyor. Kuzeydoğu Suriye’deki durumun çözümü için SDG ile görüşüyoruz. Türkiye, Suriye’nin doğusuna büyük bir askeri operasyon başlatmaya hazırlanıyordu ama biz onlara, SDG milisleriyle müzakerelere yer açmak için beklemelerini söyledik.
SDG, devlete silah teslim etmeye hazır olduğunu dile getirdi ancak bazı konularda görüş ayrılıkları var.
Suriye ordusu daha önce parçalı bir yapıdaydı ve sadakati belirli bir aileye bağlıydı. Bugün tüm Suriyelilere hizmet edecek ulusal bir ordu var etmek için çalışıyoruz.
Giden rejim, Suriye’yi Captagon’un en büyük üreticisi ve ihracatçısı haline getirdi.
Geçiş adaleti ile ulusal uzlaşı arasında ince bir çizgi var ve Suriye halkına karşı yasaları ihlal eden herkesi, özellikle de önemli isimleri takip edeceğiz.”
Kaynak: Mira Haber