Filistinli Mahmud El-Calkamusi ve oğlu Kasım, Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin kampına yönelik güvenlik operasyonunu sürdüren Filistin yönetiminin güvenlik servislerinin kurşunlarıyla öldürüldü.
Yerel kaynaklar, Abbas yönetimine bağlı güvenlik güçlerinin su doldurmak için evlerinin çatısında bulunan Al-Jalqamusi ailesine ateş açtığını, baba ve oğlunun anında hayatını kaybettiğini, kızının ise ağır yaralandığını bildirdi.
El-Calkamusi ve oğlunun şehit olmasıyla birlikte Cenin kampına yönelik güvenlik operasyonunun başlangıcından bu yana otorite kurumları tarafından infaz edilen şehit sayısı 8’e yükseldi. Bunlar: Gazeteci Shatha Al-Sabagh, direniş savaşçısı Yezid. Cenin Tugayı’nın liderlerinden Ja’aysa, çocuklar Muhammad Al-Amer ve Majd Zidan ve Al-Jalqamusi tümeni ve genç adamlar Mahmoud Al-Jalqamusi ve Ahmed Abu Libdeh.
Siyasi Mahkumların Aileleri Komitesi ise Mahmud El-Calkamusi ve oğlu Kasım’ın Cenin kampındaki yetkililerin keskin nişancıların kurşunlarıyla infaz edilmesini kınadı ve bunu iğrenç bir suç olarak nitelendirdi.
Komite yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Komite, yetkili makamların Cenin kampındaki bir baba ve çocuğuna, iki şehit Mahmud El-Jalkamusi ve onun oğlu Qism El-Jalqamusi’ye karşı işlediği suçu en güçlü ifadelerle kınıyor. Ancak vahşet olarak tanımlanabilecek bir suçla, su doldurmaya çalışırken yetkililerin kurşunlarıyla soğukkanlılıkla vuruldular.”
Komite, iki şehidin ölümüne yol açan bu korkunç suçun, yetkililerin Cenin kampında Filistin halkına karşı işlediği devam eden ihlallerin kanlı kaydına eklendiğini ve sistematik hedef alma yoluyla şehit sayısının 8’e çıktığını da sözlerine ekledi. 30 günden fazla süredir devam eden, su ve elektriğin kesildiği kuşatmada Filistinliler gerçek mermi ve top mermileriyle hedef alınıyor.
Komite, suçtan tamamen otoriteyi ve güvenlik servislerini sorumlu tutarak, bunu “buna katılan veya destekleyen herkesin alnında bir utanç” olarak nitelendirdi. Ayrıca Filistin halkına bu suçlara sessiz kalmamaları çağrısında bulundu. “Herkesin gözü önünde dökülen masum insanların kanına hoşgörü gösterilmemelidir.” Bu, çocuklar da dahil olmak üzere vatandaşların hedef alınması, bu ülkede hiçbir onurlu ve özgür insanın kabul etmeyeceği bir kırmızı çizgidir. Bu baskıcı politikaların yalnızca insan sayımızı artıracağını teyit ediyoruz. Adaletsizlik ve saldırganlığa karşı koymaya kararlıyız.”
Kuşatma sırasında yetkililer, güvenli kişilerin evlerine kasıtlı olarak yoğun bir şekilde ateş açtı ve hatta Cenin Tugayı’nın kurucu şehidi Cemil el-Amuri’nin, teröristler tarafından yakılan aile evi gibi bazılarını bombalayıp yaktı.
Son zamanlarda yerel kaynaklar, Otorite güvenlik personelinin kamp içinde hareket eden her şeye ateş ettiğini, pek çok sakinin yaralandığını ve mallarına zarar verdiğini bildirdi.
Kaynaklar, kampın insani açıdan felaket bir duruma sahne olduğunu, kamptaki kuşatmanın devam etmesi, elektrik ve suların kesilmesi nedeniyle susuz ve ekmeksiz kalan ailelerin bulunduğunu ifade etti.
Güvenlik operasyonuyla bağlantılı olarak yetkililer, operasyonu eleştiren herkese karşı baskılarını yoğunlaştırırken, bazı video kliplerde yetkililerin tutuklanan Filistinlilere işkence ve kötü muamele yaptığı görülüyor.
Otorite ayrıca, gazetecilerin kampa girmesini engelleyerek, gazeteci Shatha Al-Sabagh’ı infaz ederek ve son olarak da otoritenin El Cezire’nin çalışmalarını askıya alma kararıyla, basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları da yoğunlaştırdı.