Haaretz”in haberine göre, İsrail işgal güçleri, Gazze’nin kuzeyindeki Cebaliye mülteci kampındaki ev ve binaların yaklaşık yüzde 70’ini tamamen yıktı.
Gazete, yakın zamanda yaşanan imha savaşından önce dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden biri olan kampı “hayalet şehre” benzetti.
İsrail işgal ordusunun 5 Ekim 2024’te Gazze’nin kuzeyinde başlattığı yıkım kampanyasının, on binlerce Filistinli mültecinin yaşadığı kampı neredeyse cansız bir alana dönüştürdüğü belirtildi.
Cebaliya Kampında korkunç yıkım
Bu, Cebeliye kampının son iki yılda İsrail işgal ordusu tarafından yaygın bir şekilde işgal edilmesinin üçüncü örneği. İlk işgal Aralık 2023’te, ikincisi ise Mayıs 2024’te gerçekleşmiş ve son operasyonda benzeri görülmemiş bir yıkım yaşanmıştı.
Haaretz’e göre, kampta kalan birkaç bina da ciddi hasar gördü. Bu durum, bölgenin karşı karşıya kaldığı yıkımın muazzam boyutunu yansıtıyor.
İsrail askeri sözcülerinin yalan yanlış açıklamalarının aksine, Haaretz’in askeri analisti Amos Harel, bu yıkımın, Filistinlileri Gazze Şeridi’nin kuzeyinden güneyine, Gazze Şeridi’nin ortasındaki Şehitler Kavşağı (Netzarim) bölgesine kadar sürmeyi amaçlayan İsrail planı olan “Generaller Planı”nın bir parçası olduğunu belirtiyor.
Sistematik Yer Değiştirme
“Generallerin Planı”, Gazze’nin kuzeyini güneyden ayıran “Netzarim kontrol noktası”nın kuzeyindeki bölgenin, sakinlerinin tamamen yerlerinden edildiği kapalı bir askeri bölge haline getirilmesini öngörüyor.
Bunlara, işgalin devam eden zorla yerinden etme politikasını yansıtan Gazze şehri ve tüm mahalleleri de dahildir.
Ekim 2023’te Gazze’ye yönelik İsrail soykırım savaşının başlamasından bu yana, çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere onbinlerce Filistinli öldürüldü ve yaralandı. Ayrıca, enkaz altında gömülü olduğuna inanılan 11.000’den fazla kişi kayıp. Şeridin, ciddi gıda ve ilaç yokluğu ve çok sayıda çocuk ve yaşlının ölümüne yol açan bir kıtlıkla birlikte korkunç bir insani krizle karşı karşıya olduğu belirtiliyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin geçen yıl kasım ayında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski ordu bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledikleri iddiasıyla tutuklama kararı çıkarmasına rağmen işgal, tüm uluslararası hukuku hiçe sayarak saldırganlığını sürdürüyor.